Bu Hafta Çarşıyı Arjantin Karıştırdı
12-16 Ağustos haftasına Arjantin’deki siyasi seçimlerin piyasaları bulanıklaştırması ile başladık. Arjantin'de devlet başkanlığı ön seçimini beklenmedik bir şekilde muhalefet lideri Alberto Fernandez kazandı ve bunun sonucunda Arjantin Peso’su yüzde 30’a yakın değer kaybetti. Burada asıl soru şu: Arjantin piyasaları neden etkilesin?
Cevap veriyoruz, Satış Paniği.
Arjantin’deki siyasi gelişmelerin piyasa beklentilerinin dışında gerçekleşiyor olması ülkedeki portföylerin en likit olanların satılmasına bu da Arjantin üzerinden bazı enstrümanların sert bir şekilde dalgalanmasına neden oluyor. Dalgalanan enstrümanlar panik yaratarak yatırımcıların “güvenli liman” arayışına yol açıyor.
Bir cümlede ‘güvenli liman’ geçiyorsa orada ilk akla gelen elbette Ons Altın oluyor. Geçtiğimiz haftadan gelen galibiyeti ile Ons Altın bu haftaya kazançlarına kazanç katarak başladı. 1535 seviyesine tırmanarak geçtiğimiz 6 yılın zirvesini tazeleyen Ons Altın, ABD’nin Çin’e yönelik ek gümrük vergilerinde geri adım atması üzerine sınırlı geri çekildi ancak kazançlarını koruyarak haftayı tamamlamayı başardı.
ABD nasıl geri adım attı? Cevap veriyoruz, sağlık nedenleri ile…
Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Trump’ın twitter üzerinden Çin ürünlerine yüzde 10 ek gümrük vergisi getireceğini duyurması piyasalarda panik yaratmıştı ki bu hafta içerisinde ABD Ticaret Temsilcisi "sağlık ve bazı diğer faktörler" nedeniyle bazı Çin ürünlerine yönelik yeni ek gümrük vergilerinin 15 Aralık'a kadar erteleneceğini bildirdi. Çin’i resmen bakkala gönderen ABD’nin bu davranışı Arjantin’in siyasi sorunlarından etkilenmeyen Ons Altın dışındaki güvenli limanları rahatlattı. Yani piyasalarda genel kabul görmüş bir şekilde yatırımcıların güvenli liman ihtiyacını karşılayan Japon Yen’inden bahsediyoruz.
ABD ile Çin arasındaki süregelen ticaret savaşına dair olumlu bir havanın esmesi küresel risk iştahını desteklerken bu kez kaybeden Japon Yen’i oldu. Ekonomik aktivitelerin önemli göstergesi olan sanayi üretimi verisi; önce Çin tarafında beklentilerin altında kaydedildi ve ardından Japon Yen’inde 3,3%
küçülmeye işaret ederek Asya para birimlerine olan güveni zedeledi. Ticaret savaşının da iyimserliği ile art arda iki haftadır güçlü geri çekilen Dolar/Yen paritesi yeniden 107,00 seviyelerini test ederek Yen aleyhine tamamladı.
Amerika kıtasında başta ABD ve Arjantin küresel piyasalarda çarşıyı karıştırırken Avrupa Bölgesi’nin gelişmelerden habersiz ekonomik durgunluk tehlikesi ile uğraştığını söylemek yanlış olmayacaktır. Genç işsizlik oranı Mayıs ayında son 19 yılın en düşüğü olan 14,3% seviyesine gerilemesi Euro Bölgesinde elbette önemli bir veriydi ancak dikkat çeken GSYİH’nın yılın ikinci çeyreğinde 0,2% artış gösterirken sanayi üretiminin 1,6% azalması oldu. ZEW tarafından ölçülen ekonomik güven endeksi ise Ağustos ayında -21,7 olan beklentilerin altında -43,6 seviyesinde kaydedilirken ekonomik yavaşlama belirtileri ECB’nin faiz indirme beklentilerini güçlendirmeye de başladı. Tüm bu gelişmelerin yanında Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’da yılın ikinci çeyreğinde öncü GYSİH yüzde 0,1 küçülmesinin Euro varlıkları üzerinde yarattığı baskı ile Euro/Dolar paritesi 12-16 Ağustos haftasında yüzde 1’den fazla değer kaybederek 1,1075 seviyelerine kadar geri çekildi.
Hali hazırda Avrupa’dan bahsediyorken Avrupa Birliğinde çıkmaya can atan İngiltere’den bahsetmeden geçemeyeceğiz. İngiltere’nin çiçeği burnunda Başbakanı Boris Johnson ile ABD Başkanı Trump bu aralar telefonda sık görüşüyor. Başkan Trump, başarılı bir Brexit süreci görmek istediğini ve Washington’un ABD-İngiltere arasında yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasını destekleyeceğini ve ABD ile ticaret anlaşması yapmak isteyen ülkeler arasında öncelikli olacağını belirtti. Siyasi açıdan ABD’nin görece desteğini alan İngiltere’de bu hafta açıklanan öncü verilerinin de pozitif gelmesi Sterlin varlıklarını uzun bir sürenin ardından rahatlattı. Geçtiğimiz 2 aya yakın sürede soluksuz değer kaybeden İngiliz Sterlini düşüşünü frenleyerek yönünü 1,2164 seviyelerine kadar yukarı çevirmeyi başardı.
Yurt içinde ise bu hafta Kurban Bayramı olması nedeniyle piyasalar kapalıydı ancak TL lehine iyimser hava etkisini yitirmeye başladı. Öncelikle ABD tarafında tahvil faizleri gündemi bir hayli meşgul ediyor. Geçtiğimiz 12 yıldan bu yana ABD 10 Yıllık tahvil faizlerinin ilk kez 2 yıllık tahvil faizlerinin altında gevmesi piyasalarda belirli kesimlerde resesyon beklentileri oluşmaya hatta fiyatlanmaya başladı bile. Dolar aleyhine fiyatlama ilk bakışta Dolar/TL kurunda geri çekilmeye neden olacak gibi düşünülse de rasyonel olarak aynı anda iki para biriminin de değer kaybetmesi mümkün olabiliyor. Yani volatilitenin artmasından bahsediyoruz.
12-16 Ağustos haftasında yurt içinde açıklanan işsizlik verisi beklentileri yakalamış olsa da haftanın son işlem gününde açıklanan sanayi üretimi verisinin beklentilerin oldukça altında 3,9% küçülmesi TL’de negatif etki yarattı. Haftanın Türk varlıkları kapsamında galibiyeti ise yüzde 4’ün üzerinde değer kazanımıyla Türkiye 10 yıllık tahvil faizleri oldu.