FOMC Tutanakları ve FED Yetkililerinin Açıklamaları Önemli Olacak!
Geçtiğimiz haftaya ABD verileri ve tahvil piyasası hareketleri damgasını vurdu. Hafta ortasında açıklanan Ocak ayı TÜFE oranları beklentilerden iyi gerçekleşmeler ile Dolar lehine fiyatlamalara neden olurken, aynı saatte gelen Perakende Satışlar datalarındaki zayıflık nedeniyle uluslararası kurumlardan; bunu gerekçe göstererek 1. Çeyrek büyüme tahminlerine dair ard arda açıklamalar geldi. Morgan Stanley yüzde 3.3’lük beklentisini yüzde 2.9’a, JP Morgan yüzde 3’den yüzde 2.5’e, BofAML(Bank Of America Merrill Lynch) yüzde 2.3’den yüzde 2.0’ye, Barclays yüzde 2.5’den yüzde 2.3’e revize etti ve piyasalar Manşet Enflasyon’a odaklanmışken, Dolar’daki kazançların büyüme kaygıları ile fazlasıyla geri verildiği gözlemlendi. Tahvil piyasasında ise enflasyondaki artışın etkisiyle FED’in daha fazla faiz artırabileceği beklentisinin yükselmesi etkili oldu. Son yılların en yüksek getiri seviyelerini gördüğümüz tahvil piyasasında yaşanan hareketler bir takım çelişkili fiyatlamalarla; ileriye dönük risk algısının canlı kalmasına da neden oldu. Öte yandan ABD Hazine Bakanlığı tarafından açıklanan raporda; 2017 Aralık ayında hazine kağıtlarından yaklaşık olarak 16 Milyar Dolar’lık net çıkış olduğu belirtildi. Bu satışlarda 22 Milyar 600 Milyon Dolar ile Japonya ve 8 Milyar 600 Milyon Dolar ile Türkiye’nin payı yüksek oldu. Ancak, bir ara spekülasyona da konu olan Çin’in, 18 Milyar 800 Milyon Dolar’lık net alım ile toplamda 1 Trilyon 184 Milyar Dolar’lık büyüklüğe sahip olması ve 2010 yılından bu yana en büyük yatırım düzeyine ulaşması en dikkat çeken ayrıntıydı. Tüm bu gelişmeler sonrası Goldman Sachs'dan yapılan öngörüde; ABD 10 yıllıklarının faizinin yüzde 3.5'e tırmanacağı bildirildi. Credit Suisse’den gelen tahminde ise ABD’nın bu yıl ki faiz artırım adedinin 3’den 4’e yükseleceği belirtildi. Euro için pozitif geçen haftada EURTRY’de tarihi rekor seviye test edilirken, EURUSD’de ise son 38 haftanın en yüksek seviyesi görüldü. Dolar Endeksi(DXY)’nde de 2014 Aralık ayından bu yana en düşük seviyenin görülmesi nedeniyle USDTRY’de yaşanan aşağı yönlü hareketler, haftanın son iki gününde Türkiye’ye gelen ABD Dış İşleri Bakanı’nın “Suriye’de birlikte hareket etme vurgusu” ile de destek buldu. Pound varlıklarında Brexit konusu negatif baskıya zemin hazırlasa da, genel anlamda Dolar tarafının zayıflığı ile alternatif varlık arayışlarının daha baskın çıktığı görüldü. ONS ALTIN’da ABD tahvil getirilerinin baskısını hafta başında hissetmemize rağmen, DXY’deki zayıflık yukarı yönlü hareketleri destekledi. Yine USD’ye alternatif varlık olarak son 15 ayın en güçlü düzeyine ulaşan JPY’nin bu durumuna dair Japon yetkililerin açıklamaları takip edildi. Japonya Hükümet Sözcüsü yaptığı açıklamalarda: Döviz piyasasının hükümet tarafından yakından izlendiğini vurgularken, son zamanlarda tek taraflı hareketlerin olduğunu ve gerektiğinde piyasaya müdahale konusunda hükümet duruşunda bir değişiklik olmadığını söyledi. Japonya Maliye Bakanı da: Son kur hareketlerini tek taraflı olarak nitelendirirken, Dünya ekonomisinin temellerinin sağlam olduğuna vurgu yaparak; gerektiğinde FX hareketlerine cevap vereceklerini söyledi. BRENT ve WTI ham petrol için ise geçtiğimiz hafta; önemli petrol tedarikçisi ülkelerin yanı sıra OPEC ve IEA(Uluslararası Enerji Ajansı) aylık raporları ve stok/üretim verileri takip edildi.
Bu hafta önemli ekonomilerden Öncü İmalat ve Hizmet PMI’larını takip edeceğiz. Ayrıyeten Yurt İçi tarafta; Tüketici Güveni, Merkezi Hükümet Borç Stoku, Kapasite Kullanımı, İmalat Güveni ve kredi derecelendirme kuruluşu Standard And Poor’s ‘un kredi notu ve görünümü açıklaması takip edilecek. İngiltere’de izleyeceğimiz datalar; Enflasyon Raporu, Ortalama Gelir Endeksi, İşsizlik Hakları Başvuruları, İşletme Yatırımları ve 2017/4.çeyrek GSYİH Değişimi olarak ön plana çıkmakta. Euro Bölgesi’nde ZEW Endeksi ve TÜFE verilerinin yanı sıra ECB Toplantı Tutanakları ve Eurogroup Toplantısı izlenecekken, Almanya’dan gelecek olan Üretici Fiyat Endeksi, GSYİH Değişimi, GFK-ZEW-IFO Güven Endeksleri gibi ekonomik olgular da önemli olacak. Japonya’da TÜFE rakamlarını takip edeceğimiz haftada ABD’den ise; geçtiğimiz hafta görülen enflasyon gerçekleşmeleri sonrası FOMC Toplantı Tutanakları ve FOMC Üyelerinin açıklamaları dikkatle izlenecek. Diğer majör merkez bankalarının yetkililerinden gelecek açıklamalarında izleneceği haftada ayrıca, son iki haftada piyasalarda yaşanan volatiliteden kaynaklı olarak başta tahvil piyasası hareketleri olmak üzere başkaca gelişmeler ve haber akışları da takibimizde olacak.
Geçtiğimiz hafta veri akışı bakımından yoğun geçirilirken, ABD’den gelen veriler gündemde en üst sıralarda yer aldı. Hafta ortalarında TÜFE ve Çekirdek TÜFE rakamlarının iyi gelmesiyle birlikte parite tarafında geri çekilmeler görülse de, bazı uluslararası kurumların zayıf gelen Perakende Satışlar verileri nedeniyle ABD büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizeler gerçekleştirmesi Dolar varlıklarının baskılanmasına neden oldu. ABD’den gelen diğer önemli verilere baktığımızda ÜFE ve Çekirdek ÜFE, İnşaat İzinleri, Konut Başlangıçları, Philadelphia FED İmalat Endeksi ve Michigan Üniversitesi tarafından açıklanan anketlerin beklentilerden iyi gerçekleştiği görülürken; İşletme Stokları, New York Empire State İmalat Endeksi ve Sanayi Üretimi verilerinin tahminlerden kötü gerçekleştiği gözlemlendi. Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları beklentilere paralel olarak sonuçlanırken, Federal Bütçe Dengesi beklentilerin altında 49 Milyar fazlalık verdi. Haber akışına baktığımızda üst düzey yetkililerden gelen açıklamalar önemli olurken, FED Başkanı Jerome Powell: FED'in istihdam ve enflasyon hedeflerinde önemli bir şekilde yol kat ettiğini açıkladı. Cleveland FED Başkanı Loretta Mester ise piyasalarda son günlerde yaşanan volatilitenin ekonomik görünüme etkisinin olmayacağını vurgularken, 2017 yılına benzer bir süreç gerçekleşirse faiz artışlarını destekleyeceğini belirtti. Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde ise vergi reformuyla birlikte ABD ekonomisinin hızlı büyüyeceğini, ancak bütçe açığı ve borçlanma konusunda negatif sonuçlar yaratabileceğini belirtti. Euro Bölgesi ekonomik takvimine baktığımızda; GSYİH beklentilere paralel olarak gelirken, Sanayi Üretimi tahminlerin üzerinde sonuçlandı. Ticaret Dengesi ise 25 Milyar 400 Milyon fazlalık verdi. Almanya TÜFE ve GSYİH verilerinin ise piyasa beklentileriyle örtüştüğü görüldü. Öte yandan Euro Bölgesi’nde önemli açıklamalar da takip edildi. Avrupa Merkez Bankası(ECB) üyesi ve aynı zamanda İtalya Merkez Bankası Başkanı Ignazio Visco, hedeflenen yüzde 2 enflasyon seviyesini sabırlı bir şekilde takip ettiklerini söylerken, yine ECB üyesi ve aynı zamanda Avusturya Merkez Bankası Başkanı olan Ewald Nowotny ise: ABD’nin kurlar üzerinde politik etkileri olduğunu ve bundan endişe duyduklarını belirtti. Almanya Koalisyon görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Angela Merkel ise SPD üyelerinin yeni koalisyon hükümetini büyük ihtimalle kabul edeceğini söyledi. Bu haftaya bakacak olursak ECB Para Politikası Toplantı tutanaklarının yanı sıra Almanya ÜFE ve büyüme, Euro Bölgesi TÜFE verileri önemli olabilir. Ayrıca Euro Bölgesi ve Almanya’dan gelecek PMI’lar ve Zew Ekonomik Hissiyatı dataları takip edilecek. ABD tarafında ise FOMC Tutanaklarının yanı sıra FED yetkililerinden gelecek açıklamalar parite tarafında etkili olabileceği gibi veri akışı bakımından da Mevcut Ev Satışları, İşsizlik Başvuruları ve PMI verileri takip edilecek. Teknik olarak baktığımızda; geçtiğimiz haftanın son işlem gününde paritenin 1.2515-1.2535 seviyesi üzerinde kalıcılık sağlayamaması ile birlikte 1.2395 desteğine kadar geri çekilmeler görülmüştü. Aşağı yönlü hareketlerin devamında 1.2360, 1.2285 ve 1.2260 destekleri takip edilebilir. 1.2395 üzeri kalıcılıkta görülebilecek yukarı yönlü denemelerde ise 1.2450, 1.2495 ve 1.2535 dirençleri yeniden izlemeye alınabilir.
Yurtiçi tarafta geçtiğimiz hafta boyunca Suriye, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi eksenindeki jeopolitik risk unsurlarına dair gelişmeler takip edildi. Hafta başında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile kritik bir sürece girildiğini vurgularken, güvenin tesis edilememesi halinde ilişkilerin bozulacağını ve Münbiç’e de operasyon düzenleneceğini belirtti. Haftanın son iki gününde Türkiye’ye ziyarette bulunan ABD Dış İşleri Bakanı Rex Tillerson, önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonra Dış İşleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüştü. Görüşmeler sonrasında Çavuşoğlu ve Tillerson’dan açıklamalar takip edildi. Sonuç odaklı bir mekanizma oluşturulması için uzlaşıldığı açıklanırken, Mart ayından itibaren yapılacak toplantılarla ilişkilerin daha da güçlendirileceği ve Suriye’de birlikte çalışılacağı da belirtildi. Olumlu yöndeki bu açıklamalar sonrası TL tarafına doğru hareketler gözlemledik. Geçtiğimiz hafta Yurt içi tarafta açıklanan 2017 Aralık ayı Cari İşlemler Dengesinde 7 Milyar 700 Milyon Dolar açık verilirken, senenin toplam cari açığı ise 47 Milyar 100 Milyon Dolar oldu. Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs'tan yapılan açıklamada: 2018'de Türkiye'nin cari işlemler açığının GSYH'ya oranının yüzde 5,0 olmasının beklendiği bildirildi. JP Morgan’dan ise: Türkiye’deki cari açığın önümüzdeki aylarda genişleyebileceğine vurgu yapılırken, ülke ihracatının yeni bir desteğe ihtiyacı olduğu belirtildi. 2017 Kasım ayı çeyreklik işsizlik ortalaması geçtiğimiz dönem olduğu gibi yüzde 10.3 oldu. Tarım Dışı İstihdam yüzde 12.3’den yüzde 12.2’ye düşerken, Mevsim Etkisinden Arındırılmış İşsizlik Oranı da yüzde 10.3’den yüzde 10.1’e geriledi. Yurtiçinde diğer önemli veri olarak takip ettiğimiz Merkezi Yönetim Bütçe Dengesinde ise Ocak ayında 1 Milyar 700 Milyon TL fazlalık verildi. Diğer yandan merakla beklenen Ocak ayı ABD TÜFE oranları da geçtiğimiz hafta açıklandı. Aylık bazda yüzde 0.5’lik artış gördüğümüz datada, senelik gerçekleşme geçtiğimiz ay olduğu gibi yüzde 2.1 oldu. Gıda ve Enerji fiyatlarının dahil edilmediği Çekirdek TÜFE ise aylık yüzde 0.3, senelik yüzde 1.8’lik gerçekleşmeler ile öngörülerin üzerindeydi. Aynı saatte açıklanan Ocak ayı Perakende Satışlar verisi ise yüzde 0.3 oranında azalmaya işaret ederken, oynaklığı yüksek otomotiv türevlerinin dahil edilmediği Çekirdek Perakende Satışlarda ise önceki aya göre değişim olmadı(yüzde sıfır). Gelen bu önemli veriler sonrası ilk fiyatlamalar Dolar lehineydi. Ancak akabinde uluslararası kurumlardan kötü gelen perakende satışlar verisini gerekçe göstererek ABD’nin 1.çeyrek büyüme tahminlerinin düşürülmesi ile rota terse döndü ve Dolar küresel anlamda değer kaybetmeye başladı. Bu hafta ABD’den; ekonomik verilerin yanı sıra FOMC Toplantı Tutanakları ve yerel FED Başkanlarının açıklamaları izlenecek. Yurt İçi tarafta ise; Tüketici Güveni, Merkezi Hükümet Borç Stoku, Kapasite Kullanımı, İmalat Güveni ve kredi derecelendirme kuruluşu Standard And Poor’s ‘un kredi notu ve görünümü açıklaması takip edilecek. Ayrıca fiyatlamalara etki edebilecek başkaca haber akışları da izlenmeli. Kur tarafında teknik olarak baktığımızda; önemli destek seviyesi olarak 3.7280, önemli direnç olarak ise 3.7620 takip edilebilir. 3.7280 seviyesi altındaki kalıcılıklarda TL lehine işlemler hızlanabilecekken, 3.7620 üzerinde kalıcılıkta ise 3.7860 seviyesine doğru hareketler ortaya çıkabilir.
Geçtiğimiz hafta ABD’den önemli veriler açıklanırken, TÜFE ve Çekirdek TÜFE’nin beklentilerden iyi gerçekleştiği görüldü. ÜFE ve Çekirdek ÜFE, İnşaat İzinleri, Konut Başlangıçları, Philadelphia FED İmalat Endeksi ve Michigan Üniversitesi tarafından açıklanan anketler de tahminlerin üzerinde sonuçlanırken Perakende Satışlar, İşletme Stokları, New York Empire State İmalat Endeksi ve Sanayi üretimi verilerinin öngörülerden kötü gerçekleştiği görüldü. İşsizlik Başvuruları ise beklentilere paralel olarak gerçekleşirken Federal Bütçe Dengesi öngörülerin altında 49 Milyar fazlalık verdi. Haber akışına baktığımızda geçtiğimiz hafta FED yetkililerinden gelen açıklamalar önemli olurken, bazı uluslararası kurumların kötü Perakende Satışlar verisini öne sürerek ABD büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizeler gerçekleştirmesi haftanın en önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. İngiltere tarafında ise geçtiğimiz hafta açıklanan TÜFE verileri beklentilerin üzerinde gelirken, Perakende Satışlar verisi tahminlerden kötü deklare edildi. Brexit haberlerine baktığımızda İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, ikinci bir Brexit referandumunun gerçekleştirilmesi durumunda siyasi bir kavga çıkacağı uyarısında bulunurken, şuan ki görüşmelerin olumlu bir şekilde devam ettiğini vurguladı. Öte yandan Fransa Hükümet Sözcüsü Benjamin Griveaux: AB’nin İngiltere’ye karşı güçlü durması gerektiğini ancak herhangi bir cezanın uygulanmasının doğru olmayacağını savunurken, AB’nin taslak metninde cezalandırma müeyyidesi olarak yer alan bölümün çıkarıldığına ilişkin yer alan haberler de önemliydi. Bu haftaya bakacak olursak İngiltere’den Enflasyon Raporu, Ortalama Gelir Endeksi, İşsizlik Hakları Başvuruları, İşletme Yatırımları gibi verilerinin yanı sıra İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney ve Para Politikası Kurulu üyelerinden gelecek açıklamalar önemli olabilir. ABD tarafında ise FOMC Tutanakları ve FED yetkililerinden gelecek açıklamalar parite tarafında etkili olabileceği gibi veri akışı bakımından da Mevcut Ev Satışları, İşsizlik Başvuruları ve öncü PMI verileri takip edilecek. Teknik olarak baktığımızda 25 Ocak’tan başlayan kısa vadeli düşen kanalın üst bandını yukarı yönlü harekelerde takip edeceğiz. Bu kapsamda 1.4115 üzerinde kalıcılılar Pound lehine işlemleri destekleyebilir. Diğer yandan 1.3995-1.3975 bölgesi altında kalıcılıkta ise 1.3945, 1.3875 ve 1.3810 destekleri takibe alınabilir.
BRENT PETROL
Geçtiğimiz hafta açıklanan Ocak ayı OPEC raporunda petrol arzının bir önceki aya göre 350 Bin varil artışla 97 Milyon 670 Bin varile ulaştığı belirtilirken, buna karşın 2018 yılında petrol talebinin 1 Milyon 590 Bin varil artışla 98 Milyon 600 Bin varile çıkacağı öngörüldü. OPEC üretiminin Ocak ayında 80 Bin varil azalarak 32 Milyon 300 Bin varil/güne düştüğünün açıklandığı raporda, üretimin en çok Irak, Suudi Arabistan ve Libya’da arttığı belirtildi. En yüksek üretim azalışlarının Venezuela, Angola, Cezayir ve Nijerya’da yaşandığının bildirildiği raporda; OPEC dışı petrol arzının ise 2018 yılında ABD öncülüğünde 1 Milyon 400 Bin varil/gün aratarak 59 Milyon 260 varile ulaşacağı tahmin edildi. Uluslararası Enerji Ajansı(IEA) tarafından açıklanan aylık raporda ise: 2017 Aralık ayında OPEC üretiminin istikrarlı görünümünü koruyarak 32 Milyon 160 Bin varil/gün düzeyinde gerçekleştiği belirtilirken, petrol stoklarının ise 55 Milyon 600 bin varile gerilediği bildirildi. 2018 yılı için global petrol talebi artış beklentisi 1 Milyon 400 Bin varil olurken, ABD’de üretimin 1 Milyon 300 Bin varil/gün artış ile talebi geçmesinin beklendiği de vurgulandı. OPEC Genel Sekreteri Mohammed Sanusi Barkindo: Ocak ayında üyeler arasında yüksek uyum görüldüğünü ve bunun devam edeceğini öngördü. Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada: Aramco’nun Mart ayındaki üretimin, Şubat seviyesinin yaklaşık 100 Bin varil/gün altında olacağı öngörüldü. Ayrıca, 400 bin varil/gün kapasiteli Samref rafinerisinin onarım nedeniyle kapatılmasından dolayı ihracatın da Mart ayında günlük 7 Milyon varilin altında olacağı da tahmin edildi. Bu arada Suudi Arabistan Kralı Salman ile Rusya Enerji Bakanı Novak’ın, global stoklarda düşüş sağlanarak petrol piyasasının yeniden dengelenmesini ele aldıkları belirtildi. Geçtiğimiz hafta açıklanan stok verileri artış gösterdi. Oldukça önemli hâl alan ABD üretiminde ise 20 Bin varil civarında artış olduğu açıklandı. Bu hafta yine stok ve üretim verileri öncelikli olarak takip edilecek. Ayrıca, verilerin yanı sıra önemli petrol tedarikçisi ülkelerden ve uluslararası kurumlardan gelebilecek açıklamalar ve teknik fiyatlamalar da önemli olacaktır. Bu kapsamda Emtiaya teknik olarak baktığımızda; ay başından itibaren oluşan düşen kanalı ilk etapta takip etmekteyiz. 65.80 direnç bölgesinin aşılabilmesi halinde 66.45, 67.20 ve 67.85 dirençleri izlenebilir. 65.80 altı kalıcılıkta görülebilecek geri çekilmelerde ise takip edilebilecek önemli desteklerimiz 65.00, 64.40 ve 63.90 seviyelerinde bulunmakta.
ONS ALTIN
ABD tahvillerinde yaşanan hareketlilikler ve ABD’den gelen veriler geçtiğimiz hafta gündemin en üst sıralarında yer aldı. TÜFE ve Çekirdek TÜFE, İnşaat İzinleri, Konut Başlangıçları, Philadelphia FED İmalat Endeksi ve Michigan Üniversitesi tarafından gelen Tüketici Hissiyatı ve Tüketici Beklentileri piyasa beklentilerinden iyi sonuç alırken; Perakende Satışlar, İşletme Stokları, New York Empire State İmalat Endeksi ve Sanayi Üretimi verilerinin tahminlerin altında gerçekleştiği görüldü. Özellikle Perakende Satışlar verisinin kötü gelmesiyle birlikte bazı büyük uluslararası kurumların ABD büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizeler gerçekleştirmesi geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. Ayrıca üst düzey yetkililerden gelen açıklamalar da takip edildi. FED Başkanı Jerome Powell, faizlerin kademeli olarak normalleşme sürecinde olduğunu söyledi. Cleveland FED Başkanı Loretta Mester ise 2017 yılına benzer bir durumda faizleri destekleyebileceğini belirtti. Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde ise vergi reformuyla birlikte ABD ekonomisinin daha hızlı büyüyeceğini, ancak bütçe açığı ve borçlanma konusunda olumsuz sonuçlar yaratabileceğini açıkladı. İsviçre Merkezli Credit Suisse ise FED için 2018 yılı faiz artırım tahminini 3’ten 4’e yükseltirken, yine aynı ülke merkezli yatırım bankası UBS’in 3 aylık altın işlem aralığını 1225- 1375’ten 1275-1375 aralığına yükseltmesi diğer önemli maddeler arasında yer aldı. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz hafta 4.4 Trilyon Dolarlık 2019 yılı bütçe tasarısını kongreye sunarken, bütçe açığını yaklaşık 1 Trilyon kadar artabileceği düşünülen tasarı meclis içerisinde tepkilere neden oldu. Küresel risklere baktığımızda geçtiğimiz hafta Suriye meselesi yine gündemin en üst sıralarında yer alırken, diğer unsurlar stabil görünümünü korumaya devam etti. Bu hafta ise FED/FOMC toplantı tutanakları gündemin en önemli maddesi arasında yer alırken ayrıca Mevcut Ev Satışları, İşsizlik Başvuruları ve PMI verileri takip edilecek. Ayrıca küresel risk unsurlarına ilişkin gelecek haberler ve başta tahvil piyasası olmak üzere alternatif fiyatlamaları da etkili olabilir. Teknik olarak ilk etapta 1344 desteği önemini korurken, buranın kırılması halinde 1337, 1333 ve 1326 destekleri takip edilebilir. 1344 üzeri kalıcılıkta izlemeye alacağımız önemli dirençlerimiz ise 1352, 1357 ve 1366 seviyelerinde bulunmakta.
