Yazar: Şenay Şerefoğlu
2018’in ilk PPK toplantısında kurul beklendiği gibi faiz artışına gitmedi ve basın açıklamasında yer alan açıklamalar ile Aralık toplantısındaki açıklamaları karşılaştıralım
-Aralık toplantısında GLP kaleminde 0,50 bp faiz artışı yapan TCMB, ‘2017 yılı genelinde toplam talep güçlü bir seyir izlerken kredilerde hızlı bir artış gözlenmiştir. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmektedir. İç talepteki iyileşme devam ederken dış talepteki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir.’ açıklamasını Ocak toplantısında da korudu ve aynı ifadeleri yineledi.
-Aralık toplantısında hem enflasyondaki yükselişe hem de döviz kurundaki artışa vurgu yapan kurul, şu ifadeleri kullanmıştı: ‘Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve yakın dönemde yaşanan maliyet gelişmeleri beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır. Bu çerçevede Kurul, parasal duruşun sıkılaştırılmasına karar vermiştir.’
Ocak toplantısında ise yüksek enflasyona olan vurgu tekrarlanırken kur tarafı ifadeden çıkarıldı. Son metinde yer alan ifade: Enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Bu çerçevede Kurul, para politikasındaki sıkı duruşun korunmasına karar vermiştir.
-Aralık toplantısında enflasyonda belirgin iyileşme ve hedefe doğru uyum vurgulanırken, Ocak toplantısında bu ifadelere baz etkisi ve geçici faktörlerden arındırılmışlık eklendi. ‘Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.’
'Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.'
TCMB’nin Ocak toplantısında maliyet olarak belirttiği kurdaki artışı eklememesinde rekor sonrası yaşanan düşüş etkili olurken enflasyondaki vurgu ise baz etkisine rağmen düşüşün sınırlı olduğunun göstergesi.
Türk Lirası’nın değerlenme ölçütü sadece kurdaki fiyatlaması değil, bilhassa vatandaş için alım gücü olduğu için enflasyon en önemli sorun olmaya devam ediyor. Ek olarak artan kur elbette enflasyonun da yükselmesine neden oluyor, ancak kur düşükken de enflasyonun yüksek olması sorunun daha köklü olduğunu gösteriyor.
Türkiye ekonomisinde üretim düşük, enflasyon çok yüksek, dışa bağımlılık giderek artıyor ve cari açık da aynı şekilde artarken çareyi sadece TCMB’de aramak ve her zorlukta faiz artırmak asla çözüm olmayacaktır.
Hükümetin TCMB ile birlikte sürekli planladıkları yapısal reformları artık hayata geçirmeleri gerekiyor.