2016 Yılına Genel Bakış - 5 Analistimizden Piyasa Yorumları

 | 29.12.2015 15:01

2015 yılının en büyük olayını belirlemek zor olsa da petrol fiyatlarındaki 35%’lik düşüşe baktığımızda emtia sektörünün çöküşünü net bir şekilde görebiliyoruz. Güçlenen Amerikan doları ise başka bir büyük olaydı. Amerikan dolarının artışı bazı perakendecilerin işine yaramış olsa da Rusya, Türkiye, Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkelere etkisi olumsuz oldu.

Fed’in faiz oranlarını artırması da yılın diğer büyük olayı haline geldi. Yıl sonuna kadar yatırımcılar Janet Yellen’ı takip etti ve Yellen, faiz oranı artışını yıl sonunda gerçekleştirdi.

Çin’de ise bir yavaşlama ve imalattan hizmet sektörüne doğru bir kayma söz konusu. Ülkenin Şanghay Endeksi bu yıl içinde hız treni gibi hareket ediyordu. Yaz aylarında sert bir şekilde yükselen endeks sonbahara girerken düşüşe başladı. Çin Merkez Bankası 2015 yılı içinde Yuan’ı küçük müdahalelerle devalüe etti ancak 12 Ağustos’ta Forex piyasaları, “ihracatı daha rekabetçi, ekonomiyi daha canlı hale getirmek için” gerçekleştirilen 2%’lik düşüşe hazırlıksız yakalandı.

ABD piyasalarında da çeşitli sürprizler gerçekleşti. Dow, S&P 500 ve Nasdaq rekor seviyeye yükseldi. Nasdaq, Nisan ve Temmuz arasında birkaç kere rekor kırdı.

2015’i geride bırakırken önde gelen 5 analistimizden önümüzdeki yıla hazırlanabilmemiz için bir yazı yazmalarını rica ettik. Çeşitli öngörüler ve strateji önerileri aldık ve bu yazımızda sizinle analistlerimizin öngörülerini paylaşmak istedik.

Kıvanç Vural : Ayrışma Teması Önümüzdeki Seneye de Yön Verecek

Döviz piyasalarına 2015’de yön veren para politikası ayrışması temasının önümüzdeki sene de devam etmesini bekliyorum. En basit örnek Fed faiz artışlarıyla 'güvercin sıkılaştırma' denen süreci başlatırken ECB faiz indirimleriyle gevşek para politikası duruşunu sürdürüyor. EUR/USD'yi 1.40'lardan 1.05'lere kadar çeken hareketin en önemli nedeni de buydu mesela.

Uygulamayı İndirin
Küresel finans piyasalarını takip etmek için her gün Investing.com uygulamasını kullanan milyonlarca kişiye sen de katıl!
Şimdi İndir

Önümüzdeki sene de bu tür ayrışmalar yön verecek paritelere ve Fed, İngiltere Merkez Bankası (BoE) sıkılaştırma cephesindeki merkez bankaları olarak dikkat çekerken ECB, SNB, BoJ parasal gevşeme cephesinde ön plana çıkanlar. Yani döviz piyasalarında USD veya GBP lehine pozisyon alanların yüzü gülebilir 2016’da.

Favori pariten ne diye sorarsanız, cevabım USDCHF. Hem ekonomik büyüme hem de enflasyon için CHF'nin değer kazanmaması hayati ve SNB bunun olmaması için elinden geleni ardına koymayacak. E zaten Fed sıkılaştırma sürecinde olduğu için dolar da fena bir sene geçirmeyecek bence. Bu nedenle USDCHF önümüzdeki senenin yıldızı olabilir ve 2016’da tek atımlık bir kurşunum olsa bunu USDCHF alışı yaparak kullanırdım.

Levent Mutlu : Emtia fiyatlarındaki baskının kaynağı 2016’da Çin olabilir

Geride bıraktığımız yılda gerçekleşen Aralık ayı ECB para politikası kararında da gördüğümüz gibi; dünya, ekonomik depremlere karşı oldukça dayanıksız. Beklentiler dışında gelişen olaylar hem endeks hem de emtia tarafında sert hareketlere sebep olabiliyor. 2015 yılının ikinci yarısına damgasını vuran Çin ve gelişmekte olan ekonomilerdeki durgunluk, başta sanayi metalleri olmak üzere emtia birimlerinde son yılların dip seviyelerinin görülmesine sebep olmuştu.

2016 yılına baktığımızda ise, Çin ekonomisinin büyüme hızının düşmeye devam edeceğini öngörmekteyiz. Nüfus artış hızındaki yavaşlamanın etkisiyle genç iş gücü sıkıntısı da çeken Çin’in dünyanın üretim üssü olma özelliği, küresel talep açısından önem arz ediyor. Çin’den gelen talebin düşük olması bakır gibi sanayi metallerinin fiyatlarını aşağı çekerken, Altın gibi değerli madenleri de beraberinde sürüklüyor. Yuan’ın devalüe edilmesinin ekonomiye pozitif bir yansıması henüz gerçekleşmediğinden, beklentilerin altında açıklanabilecek verilere hazırlıklı olmakta fayda görmekteyiz. Bu süreçte Altın fiyatları talep düşüklüğü sebebiyle 1000 Dolar’ın altına gerileyebileceği gibi, diğer sanayi metalleri de 2015 yılının dip seviyelerinin altına inebilir. Sanayi metallerindeki düşüş, geride bıraktığımız yıl Glencore’da gördüğümüz gibi, madencilik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin zor duruma girmesine sebep olabilir.

FED Aralık ayı toplantısında 10 yılın ardından faizlerde 25 baz puanlık artış gerçekleştirerek hem piyasaları şaşırtmadı hem de belirsizlikleri ortadan kaldırdı. 2016 yılı için 4 defa faiz artırımı gerçekleştirilmesi öngörülürken, FOMC üyeleri yıl sonu için yaklaşık yüzde 1,4 seviyesinde olan gösterge faiz beklentisinde revizyona gitmedi. Her ne kadar Dolar’ın değer artışı sürecek olsa da FED’in ısrarla üzerinde durduğu temkinli faiz artırımı vurgusu ve güvercin tavrı, gelişmekte olan ekonomiler için beklendiği kadar kötümser bir yıl olmayabileceği ihtimalini artırıyor. Faiz artırımının hangi hızla gerçekleşeceği sorusu 2016 yılı için öne çıkan konulardan biri olurken, piyasaların gözü enflasyon ve büyüme verilerinde olacak.

Gizmen Nalbantlı : 2016 Türkiye İçin Uzun Olacak

2016 yılına Rusya ile yaşanan gerginlik ile merhaba diyeceğiz. Rusya ihracat yaptığımız ülkeler arasında 7. sırada yer almakta. İlk olarak turizm şirketlerinin Türkiye satışlarını durdurmasıyla başlayan süreç, Rusya’nın Türkiye’den satın aldığı beyaz et alımını 1 Aralık itibari ile durdurduğunu açıklaması ile devam etti. Son imzalanan kararnamede ise Sebze (domates, yeşil ve kuru soğan, lahana ve brokoli, salatalık), meyve (portakal, mandalina, üzüm, elma, armut, kayısı, şeftali, erik, çilek), tavuk eti ve hindi, tuz ve taze karanfil yer aldı. Rusya Ekonomi Bakanı ise Türkiye’ye ve Türkiye’den sivil uçuşlara kısıtlama getirebileceklerini söylerken, Türk akımının doğalgaz boru hattı projesi de sınırlamaların hedefi olabileceğini açıkladı. Son olarak ise Rusya’nın 1 Ocak’tan itibaren Türkiye’ye vize serbestisini askıya alacağı açıklandı. Yaşanan gelişmeler piyasaları tedirgin etmeye devam ediyor. Jeopolitik riskler ve yaşanan gelişmelerin tansiyonu yükseltmesi yılın ilk aylarında endeksi negatif etkileyebilir.

Seçim belirsizliğinin sona ermesinden sonra piyasalardaki olumlu hava ekonomik verilere de yansıdı. Seçim öncesi dip seviyelerinde olan tüketici ve ekonomik güven endekslerin yükseliş görüldü. Tüketici Güven Endeksi Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 22,9 oranında artarak 77,15 değerine yükseldi. Ekonomik güven endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 26,7 oranında artarak 82,87 değerinden 104,99 değerine yükseldi. Enerji fiyatlarındaki düşüş ile birlikte cari açıkta düşüş görüyoruz. Kur etkisi ise enflasyonu yükseltmeye devam edecek gibi. İşsizlik tarafında ise asgari ücret artışının yaratabileceği negatif etki merak ediliyor. Ekonomik göstergelerdeki bozulmada en büyük paya sahip olan kurda ise 2016 yılında FED’in atacağı adımlar takip edilecek. Bu ay ilk faiz artışını yapmasını beklediğimiz Amerika Merkez Bankasının, 2016 yılındaki faiz artış hızı TL ve Türk varlıkları açısından oldukça önemli.

2016 yılını özellikle gelişmekte olan ülkelerin zorlu geçireceğini düşünüyorum. FED’in faiz yapacağı faiz artışları ile TCMB’nin faiz artışı yapması kaçınılmaz olacaktır. Kurdaki yükseliş dolar borcu olan şirketleri olumsuz etkileyecek. 2016 yılında da 2015 yılında olduğu gibi defansif hisseleri tercih edebiliriz. Defansif hisseleri kar marjlarında büyüme trendi yakalamış, varlık kalitesi, temettü verimi ve döviz gelirindeki payı yüksek firmalar olarak tanımlayabiliriz. Bu sene kurdaki yükseliş dolayısı ile döviz gelirindeki payı yüksek firmalar ön plana çıkıyor. Bunları ise yüksek temettü ödeyen şirketler izliyor. Mevcut piyasa koşulları ve siyasal konjonktür içinde dövizde ve piyasa faizlerinde yukarı, borsada ise aşağı yönlü riskler devam ediyor. Bu dönemde döviz gelirlerinin payı yüksek olan otomotiv, inşaat, cam ve beyaz eşya sektörü ön plana çıkarken, gıda ve perakende şirketleri de her zaman defansif hisse kategorisinde yer almıştır. Bankacılık sektörü ise döviz kredilerinde yüksek kredi kayıpları, net döviz açık pozisyonlarından gelen kayıplar ve dış borçlanmaya bağımlılıktan dolayı fonlama ve likiditede güçlük çekecekler. 2008 krizi sonrası başlayan yükseliş trendinin desteği olan 74 bin 800 seviyesini kırarak Haziran seçimleri sonrası fiyatlara gelen BİST 100, aynı bölgeden gelen tepki ile 72 binlere yükseldi. 74800-75000 bölgesinin üzerinde kalıcılık sağlanmadan yeni alımlar yapılmamasını tavsiye ediyorum. Bu seviyenin altında kalındığı sürece 2016 yılında 60 bin bölgesinin görebiliriz. Yaşanan gelişmeler ve FED faiz artışını düşündüğümüzde bu senaryo daha olası. Ancak Rusya ile yaşananların etkilerinin geçmesi ve jeopolitik risklerin azalması ile FED’in faiz artışını kademeli yapacağını ve piyasadaki volatiliteyi azaltacağını düşündüğümüzde 75 bin seviyesinin üzerinde 83 bin ihtimalini de konuşmaya başlayabiliriz.