2020 Yılına Genel Bakış ve 2021'den Beklentiler - Bölüm 3 - Kripto Özel

 | 30.12.2020 17:21

Özgün Çağlar Deniz – Investing.com - Pandeminin Gölgesinden Güneşli Günlere: 2020’de Kripto Para Piyasası ve 2021’den Beklentiler

2020 yılı geride kalırken bıraktığı intiba pek tatlı olmadı. Özellikle sosyal manada köklü değişimler ve dönüşümler yaşanan bu dönemde, insanoğlu belki de seneler sürecek bir mutasyonun hızlandırılmış bir sürümünde buldu kendini. Bu durum hayatın her alanında olduğu gibi finans piyasaları ve “para” için de geçerliydi. Para ve finans aklımızda sayısal imgelerle yer etmiş olsa da esasında ne kadar beşerî olduklarını bize bir kez daha hatırlattı. Yaşayışımız, hislerimiz ve alışkanlıklarımızın; parayı kazanma, yönetme ve tasarruf yöntemlerimizi de doğrudan şekillendirdiğini bu dönemde tekrar anımsamış olduk.

Neredeyse tüm alışkanlıklarımızın hızla dijitalleştiği 2020 senesinde parayla etkileşim şeklimiz de hiç olmadığı kadar hızlı değişti. Eskiler pek sevmese de geride bıraktığımız bu dönem, paranın geleneksel sureti kadar dijital formundan da sık bahsettiğimiz yepyeni bir periyottu. Cüzdanımızdaki nakitten uzaklaşıp başımızı ekranlardaki sayılara çevirdiğimiz bu hızlı dönüşüm, Bitcoin önderliğindeki kripto para piyasası tarafından da yankılandı. Kuşkusuz, kripto para birimleri için daha önce eşi benzeri görülmemiş, rekorlarla ve yeniliklerle dolu, olağanüstü bir 365 günü geride bıraktık.

Bitcoin’in Rekor Yolculuğu

Pek çoğu bekliyordu, bazıları ihtimal vermiyordu, ancak sonunda oldu. Senenin sona ermesine iki hafta kala Bitcoin, 2017 yılının aralık ayında belirlediği 20.000 dolarlık göz kamaştıran rekorunu aştı. Yıl boyunca grafiklerde kaydettiği merdiven benzeri görüntü aslında mutlu sonun yaklaştığına yönelik güçlü işaretler veriyordu. “Yükseliş, konsolidasyon, yükseliş” şeklinde ilerleyen çizgisi, kral kripto para biriminin bu kez farklı bir senaryo çizdiğini yılın ikinci çeyreğinden beri gözümüze sokarcasına hissettirmişti.

Uygulamayı İndirin
Küresel finans piyasalarını takip etmek için her gün Investing.com uygulamasını kullanan milyonlarca kişiye sen de katıl!
Şimdi İndir

Süreci rasyonel kaygılarla ele almanın doğruluğunu her daim desteklemekle birlikte, 2020 yılını Bitcoin için yalnızca grafik üzerinden okumanın pek de mantıklı olmayacağı düşüncesindeyim. Zira yılı yatırımcı tarafında bambaşka kılan, daha önce görülmemiş etmenler söz konusuydu. Kurumsal ilgiyi bu etmenlerin başına koymamızda bir beis görmüyorum. İsmini daha önce finans piyasalarının kökleşmiş alanlarıyla andığımız büyük fonlar ve yatırım firmaları, Bitcoin’i artık para birimi ve ödeme aracı rolünden ziyade altın benzeri bir değer saklama aracı olarak görmeye başladı. Senelerdir bireysel yatırımcılar ve balinalar arasında gidip gelerek spekülatif bir seyir izleyen endüstri böylelikle ilk defa “devlerin” güvendiği bir varlık halini aldı. Hal böyleyken BTC’nin dijital altın anlatısı da yeniden saygı görmeye başladı. Ancak böylesine yüksek oynaklığa sahip bir varlığın nasıl güvenli bir değer depolama aracı olabileceğine ilişkin yoğun eleştiriler de halen sürüyor. Bu noktada dijital altın anlatısının herkesçe kabul gördüğünü söylemek güç. Kripto para piyasasının spekülasyonlara hâlâ ne denli açık olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Kara Perşembe ve Üçüncü Halving

Şimdi kronolojiden biraz uzaklaşarak, 2020’nin ilk yarısına dönelim. Yılı 7.000 doların hemen üzerinde açan Bitcoin aslında gayet tatminkâr bir performans gösteriyordu. Büyük bir çöküş yaşanmadan, şubat ayında 10.000 dolar aşıldı. Sonrasında 8-10 bin dolar bandına beklenen bir düzeltme gerçekleşti. Mart ayının 12. gününde ise görüntü bir anda tepetaklak oldu. Kripto para birimi, tarihinin en büyük günlük çöküşlerinden biriyle 3.500 dolara geriledi.

O gün yaşananlar, sektörü biraz yakından takip eden neredeyse herkesi yas havasına soktu. “Kripto Twitter” olarak da anılan sosyal medya komünitesinden “Öldük, bittik, yazık oldu” sesleri yükseliyordu. Daha önce görülmeyen negatif değerleri gören duygu endeksleri ve Google (NASDAQ:GOOGL) Trends’ten gelen veriler de manzaranın vahametini gözler önüne seriyordu. Tüm bunların neden yaşandığına ilişkin doğruluğu kesinleşmiş sebepler sunmak, aradan geçen 9 aya karşın son derece zor. Henüz bir gün öncesinde koronavirüsün global pandemi ilan edilmesi belki de elimizdeki en somut sebep. Bu tarz kriz anlarında yatırımcıların spekülatif varlıklardan uzaklaşarak güvenli limanlara yelken açtığı belki de yüzlerce senedir bilinen bir gerçek.

Kara Perşembe adıyla tarihe kazınan 12 Mart gününde kripto para sektörünün ölüm fermanını yazmaya pek meraklı tayfanın karşısında her düşüşü bir alım fırsatı olarak gören ve sektörü senelerdir sırtlayan bireysel yatırımcılar yer alıyordu. Bu da zaten BTC’nin birkaç gün içerisinde 6.000 ve 7.000 doları yeniden görmesiyle kanıtlanmıştı. Nisan ayı 6.000 - 7.500 dolar aralığındaki dar konsolidasyonla geçilirken mayıs ayı 9.000 dolar hamlesiyle açıldı. Bu dik yükselişin arkasından ise ödül yarılanmasının ayak sesleri rahatlıkla duyulabiliyordu. Bu arada Kara Perşembe’yi fırsat bilerek BTC alanlar sadece 45 günde %300’e yakın kâr etmişti.

Ödül yarılanması, yani halving’in ne olduğunu kısaca ifade edelim. Yaklaşık her dört senede bir Bitcoin madencilerine verilen ödüller yarı yarıya azalıyor. Böylelikle BTC, enflasyondan daha az etkilenen bir varlık haline geliyor. Arzı düşen varlığa talep her geçen gün arttığı için kıtlık yaşanıyor ve varlığın değerinin teoride sürekli artması bekleniyor. İlk halving 28 Kasım 2012’de gerçekleşti. Bu yıl gerçekleşen üçüncü yarılanma ise 11 Mayıs tarihindeydi. Yükselmesi beklenen fiyattan yararlanmak isteyen yatırımcılar önceden cüzdanlarını doldurmaya başladı.

Konsolidasyon ve Merdiven: Yükseliş, Yatay Seyir, Yükseliş

1 Haziran’a kadar 9.000 ila 10.000 dolar arasında kalan Bitcoin için artık bir yönde sert bir kırılma bekleniyordu. Kara Perşembe’deki enkazın travmasını henüz atlatamayanlar için bu kırılmanın düşüş yönlü olma ihtimali hiç de az değildi. 1 Haziran’da yüklenilmesine karşın retle karşılaşılan 10.000 seviyesi bu korkuları daha da körükledi ve Bitcoin, 26 Temmuz’a kadar 9.000 - 10.000 dolar aralığından neredeyse hiç çıkmadı.

Temmuz ayının son haftasında 10.000 dolar kırıldıktan sonra 10.000 - 12.000 dolar aralığı bu kez merdivenin yeni tabanı haline geldi. Bitcoin artık önceki yıllardan çok farklı olarak, yükseliş - yatay - yükseliş görünümü sergiliyordu. Bu da yatırımcıların hissettiği güveni inanılmaz seviyelere çıkaran en önemli faktörlerden biri oldu. Fiyatın sürekli artıp düşmesinden ziyade yeni tabanlar bularak ilerlemesi ve direnç seviyelerini güvenli bir şekilde desteğe dönüştürerek tırmanması, önceki yıllarda hiç bu kadar keskin şekilde gözlemlenmemişti.

Bu merdiven görünümü aynı zamanda Bitcoin’in bir balon gibi şiştiği ve söndüğü 2017’den ne kadar farklı bir senaryonun içerisinde olduğumuz yönünde ilk ciddi alarmdı. 2020 Bitcoin rallisi, 2017’dekinden çok ama çok farklıydı. Artık her düşüş, boğa piyasalarının en doğal parçası olan “düzeltme” oluşumu olarak değerlendiriliyordu. Tabanını bulan BTC güç toplayıp yükselişine devam ediyordu.

Kurumsal Yatırımcıların İlgisi

2017 yılında, özellikle ICO (Initial Coin Offering - İlk Para Teklifi) projelerinin deyim yerindeyse “hava pompaladığı” kripto para piyasasında 2020’yi farklı kılan en büyük gösterge, kurumsal yatırımcıların yüksek ilgisiydi.

Dijital para birimlerini bir riskten korunma yöntemi olarak görmeye başlayan büyük fonlar ve kurumsal yatırımcılar, artık hiç olmadığı kadar fazla miktarda BTC tutuyor. Hızla değişen duygularla, korku ve risk iştahı arasında gidip gelen hissiyatla yatırım yaparak endüstrinin bir rollercoaster gibi hareket etmesine sebebiyet veren bireyse yatırımcılar, kontrolü yavaş yavaş kurumsallara bıraktı. Grayscale, MicroStrategy ve Square’in peş peşe Bitcoin satın aldığını duyurmasıyla hareketlenen piyasa, dünyanın en büyük ödeme platformlarından PayPal’ın kripto para alım-satım imkânı sunmaya başlamasıyla iyice durdurulamaz bir hâl aldı. Yıllardır beklenen kurumsal ilgi güçlü gelmişti ve gümbür gümbür gelmeye devam ediyor.

Dijital Para, Devletler, Uluslararası Birlikler ve Regülasyon

Bu yıl dikkat çeken bir diğer unsur ise Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde başta olmak üzere bazı önemli figürlerden gelen açıklamalar oldu. Lagarde, başta dijital euro çalışmalarına biraz mesafeli olduğu bilinse de yılın ikinci yarısında çok daha destekleyici yorumlarda bulundu.

Son olarak eylül ayında açıklamalarda bulunan ECB Başkanı, dijital euro için “Geleneksel paranın yerini alamaz ama iyi bir tamamlayıcısı olabilir.” yorumunda bulunmuştu.

Ülkeler tarafında ise Çin başta olmak üzere pek çok ülkenin CBDC (Merkez Bankası Dijital Para Birimi) çalışmaları konusunda bazı önemli hamleler yaptığı biliniyor. Bahamalar’ın dahi ön saflarda yer aldığı CBDC ar-ge çalışmalarında ABD kulislerinden kaygı dolu sesler yükseliyor. Zira süper güç Amerika’nın dijitalleşen ekonominin bir parçası olmakta geciktiği düşünülüyor.

Bu yıl Bitcoin’in finans piyasalarındaki rolü değişirken yatırımcı profili de paralel olarak değişkenlik gösterdi. İlginin tırmanmasıyla ana akım medya kripto para endüstrisine hiç olmadığı kadar fazla ilgi göstermeye başladı. Türkiye’de pek çok TV kanalında kripto para borsalarının reklamları dönüyor. Fiyat artarken ilgi yükseliyor, yatırımcı profili dönüşüme uğruyor, temeller olmadığı kadar güçlü ve tüm bunlar kümülatif olarak kripto para sektörünün yükselişine öncülük ediyor.

2021

Pek çok endüstri “pandemi gölgesinde” kalırken kripto para piyasaları “pandemi ışığında” olağanüstü bir yıl geçirdi. Kara Perşembe’den sonra güvenli liman anlatısı günden güne kuvvetlenen ve kurumsal firmaların omuzlarında yükselen sektörün 2021’de de pozitif bir dönem geçirmemesi için ortada herhangi bir sebep göremiyorum. CBDC çalışmalarının bir basamak yukarı taşındığı, sektör lehine daha fazla regülasyon göreceğimiz, bu bağlamda fiyatın yeni keşiflere açık olduğu bir 2021 beklentisi içerisindeyim. Bu yılki ilklerin yeni yılda olgunlaştığı bir dönem ümit ediyorum.

Yine de kripto para piyasasının spekülasyonlara hâlâ son derece açık olduğunu unutmayınız. Bu bağlamda ister riskten korunma aracı, ister altına dijital bir alternatif, isterseniz de ödeme aracı olarak kullanın; mutlaka duygularınızın sizi yönetemeyeceği, bağlı kaldığınız bir stratejiye sahip olun; spekülasyonlarınızın, korkularınızın ve heyecanlarınızın bu stratejinizi ele geçirmesine izin vermeyin. Birikiminizi tek bir finansal araçta tutmanın risklerinin her daim farkında olun. Böylesine yeni bir piyasada henüz keşfedilmemiş olan tek alan yeni fiyat zirveleri değil, aynı zamanda yeni risklerdir. Havada uçuşan 100 bin, 300 bin, 500 bin dolar gibi tahminlerle ilgili ise herhangi bir yorumda bulunmayacağım. Bu tahminler tutsa bile şu anki görüntüde böyle sayılardan söz etmenin komik olduğu düşüncesindeyim.

Bu muhteşem endüstrinin sunduğu yeniliklerin risklerden fazla olduğu, mutluluk ve keşif heyecanı verdiği, sağlığınızı koruduğunuz ve her anın tadını çıkaracağınız muhteşem bir yıl dilerim.

h2 Helin Çelik – Bittrt – 2020 Yılı Kripto Paraların Dönüm Noktası Oldu/h2

Yıl içerisinde COVID-19 süreci ve sürecin ekonomiler üzerinde yarattığı etki, finansal ürünlerin fiyatlaması üzerinde etkili oldu. Küresel ekonomiyi sarsan ve yeni gelişmeleri mecburi kılan bu süreç, dijitalleşmenin gerekliliğini hem kurumsal aktörlere hem de ülkelere kanıtlamış oldu. Üretim-tüketim dengesizliği, karantinalar ve kısıtlamalar ekonomiler üzerinde tahribata yol açarken yatırımcı, kartlarını kripto paralardan yana kullandı. Parasal genişleme, teşvik paketleri derken ekonomiyi canlandırmak için adımlar atılsa da enflasyon ve ekonomik kriz ihtimali yatırımcıda kripto para algısını canlandırdı.

Süreç içerisinde piyasaya yeni aktörler girdi ve kurumsal yatırımcının ilgisi, başta Bitcoin olmak üzere, kripto para piyasasına kaydı. Bu rüzgarın daha kuvvetli esmesini sağlayan açıklama ise Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) geldi. WHO’nun “banknotlar virüs riski içeriyor” açıklamasından sonra bazı ülkeler banknotları dezenfekte etme yoluna gitse de devletler, daha önce mesafeli baktıkları kripto paralarla uzlaşma yoluna gitti ve sürecin parçası olmak adına kendi dijital para birimleri projelerine hız kazandırdı.

Yıl içerisinde Blockchain Projeleri Artışa Geçti

Sadece kripto paralarda değil, blockchain projelerinde de yıl içerisinde ciddi ataklar meydana geldi. Bu noktada, Blockchain alanında en çok proje yapan ülke Çin, blokckchaine en çok fon ayıran ülke ise ABD oldu. Bu durum, Çin’in, blockchain projelerinde harcadığı fonu daha etkin kullandığı tartışmalarını beraberinde getirdi. Çin’de blockchain projelerinde başı çeken firma ise Alibaba oldu. Yanı sıra, pandeminin getirdiği sorunsallardan uzaklaşmak ve süreci iyi yönetmek için çeşitli ülkelerde farklı projeler geliştirildi. Böylelikle, hastalık süreçleri, ilaç ve vücut ısısı değerleri zincire kaydedildi. Hem zamandan hem de kağıttan tasarruf sağlanırken aynı zamanda temas da azaltılmış oldu.

Aralık 2020 Zirveler Ayı Oldu

Mart 2020’de yaşanan satış baskısının ardından, altınla birlikte yükselişe geçen Bitcoin, diğer kripto paraları da peşi sıra sürüklemişti. Ancak, yeni rekorlar ve zirvelerin test edilmesi anlamında Bitcoin, öncülüğü elinden bırakmadı. Dominance seviyesinde 16 Aralık 2019’dan beri en yüksek seviyesini test ederek %71’leri gördü. Öte yandan, yükseliş trendinde fiyatlanan kripto paralara kayıtsız kalamayan yeni aktörler kripto para piyasasına akın etti. Böylelikle, kullanılan benzersiz adres sayısı 24 Aralık itibari ile 713.574 seviyesine ulaştı. Bu oran da yine 2018 yılından beri ilk kez görülen bir değer olarak karşımıza çıktı. Tüm verileri değerlendirdiğimizde ve getirileri karşılaştırdığımızda ise Bitcoin’in, geleneksel finansal ürünlerin sağladığından çok daha fazla getiri sağladığını görüyoruz.

Geçtiğimiz yılın aynı ayından itibaren finansal ürünleri karşılaştırdığımızda Bitcoin’in %240; NYSE’nin %58; NASDAQ’ın %44; XAU’nın %24; US 30’un %5.21 getirisi olduğunu görüyoruz. Bitcoin’deki bu getiri potansiyeli ise yatırım çevreleri tarafından değerlendirilmeye devam edecek gibi duruyor.