Dolar 3.00 Üzerinde Kalabilecek mi ?

 | 29.09.2016 17:12

Piyasalar yeniden Moody’s sonrası şokları yaşamaya başladı. 15 Temmuz itibariyle başlayan negatif görünüm silsilesi sonrası TL, kredi derecelendirme kuruluşlarının öncelikle negatif izlemeye aldığı değerlendirme sonrası dirençli kalmaya çalışırken, not indirimi sonrası daha sıkıntılı tepkiler vermeye başladı. 3.00 seviyesine Eylül ayı sonu itibariyle yeniden zorlayan kur, bu seviyelerde kalıcık sağlayabilecek mi soru işaretlerini de beraberinde getirdi.

Moody’s kararı sonrası görünüm

Her ne kadar Moody’sin yatırım yapılabilir notumuzu indirmesine karşı TL varlıkların güçlü kalma çabası devam etse de, fon çıkışları ve borsadan çıkışların ara ara kendini gösterdiğini görüyoruz. Moody’s kararını ister siyasi ister ekonomik ister de zamansız olarak değerlendirelim. Sonuçta notumuz indirildi. Bundan sonra yapılması gerekenler arasında tedbirlerin alınması gerçeği yatıyor. Burada öne çıkan yapısal reformlar sürdürülmeli deyimi her ne kadar klasik bir söylem niteliği taşısa da, bu sürecin hızlandırılması adına kısa vadeli çözümler getirmek, piyasanın akışını değiştirecek nitelikte olamıyor. Hızlı bir şekilde yeni bir ekolün piyasaya sunulması gerektiği aşikar. Yeni bir hikaye gerekli cümlesi de buradan türüyor. Türkiye’nin artık yeni bir hikayeye ihtiyacı var.

Kararın derinliklerinde her ne kadar büyüme rakamlarına dair bazı endişeler söz konusu olsa da, durum bu kadar da vahim mi diyen bir kesimin olduğunu da görüyoruz. Rakamsal olarak baktığımızda 2010 yılında yüzde 9 büyüyen ekonominin 2016 yılında yüzde 4’lere gerileyen büyümesi sıkıntılı bir sürecin olduğunu gösteriyor. Peki dünya bu halde değil mi ? Dünya küresel bir büyüme şoku yaşamıyor mu ? Elbette ki yaşıyor. Bu gerçek sadece Türkiye için geçerli değil. Avrupa, ABD, Çin, İngiltere bu sorunları yaşamıyor mu ? Yaşıyor. Ancak Türkiye’nin bu yüzde 3-4’lük büyümesi neden beğenilmiyor ?. Çünkü yurtiçinde yeni yatırım alanlarıyla, istihdam yaratabilecek kollarla, verimli bir büyüme sağlanamıyor. İç talep, devlet harcamaları büyümenin alt kalemlerinde yer alan ana unsurlar arasında. Bu durum da ister istemez göze her seferinde çarpıyor. Yurtdışı ülkelerin zayıf seyri de ticaret alanımızı talep darlığımızı ayrıca körüklüyor. Avrupa’nın zorda olan durumu, İngiltere’nin Brexit öncesi ve sonrası koşulları Türkiye’nin ticaret ağını daraltan nedenler arasında da ve ayrıca sorgulanan sebepler arasında. Ancak her ne olursa olsun, ihracatımızın zayıf seyri, Rusya ile olan gerginlikler ve turizm sektörüne gelen vurgun da bu senenin büyük zorlukla geçmesine neden olan gelişmeler arasındaydı. 2016 yurtiçi piyasalara çok fazla yaramadı. Tek büyük korku olan FED’in sakin seyri şuan Moody’s etkisinin derin yaralarını bir an olsun sınırlayan etmenler arasında yer alıyor. Moody’s notu her ne kadar Dünyanın sonu değil olarak nitelendirilse de, OHAL sürecinin 3 ay daha uzayacağı beklentisi, FITCH’in de negatif izlemeye aldığı ve notu düşürebileceği stresi, TL negatif görüntünün ana sebepleri arasında.

Büyüme- enflasyon-faiz sorunsalı devam ediyor

İç talebin zayıf seyri düzelmeli, kredi talebi artmalı, düşen büyümeye dair endişelerin ortadan kalkması için çözümler üretilmeli. Asgari ücretin enflasyonu artırıcı etkileri, gıda fiyatları, kredi kartı taksit sayısının artması sonrası enflasyonun yeniden yükselibileceğine dair stres, taksit sayısı sonrası borçlu kesimin daha da derinleşen sorunları vs. Türkiye’nin kısır bir döngü arasında kalmasına neden oldu. Ayrıca düşürülen faizler, sadeleşme adımları, bankaların maliyetlerini azaltalım derken, zk oranlarının düşürülmesi gibi bir çok genişleyici hamle. Diğer yandan derecelendirme kuruluşlarının notumuzu indirmesi sonrası yeniden artacak borçlanma maliyetleri. Bunların hepsi Türkiye hikayesini dönem dönem rahatlatan ancak bir türlü istenilen etkinin sağlanamadığı genel tablo. Moody’s sonrası çıkışların yaşanacağı biliniyor. Artık miktarın ne kadar olacağından çok sürecin ne kadar süre boyunca gerçekleşeceği ve dalgalanmanın boyutu açısından daha da önemli olacak. O yüzden ay sonlarında bazı yeni pozisyon düzeltmeleri görebileceğimizi ara ara yükselişlerin söz konusu olabileceğini düşüyoruz. Bu durum kur ve borsanın gidişatını dönem dönem etkileyecektir.

Uygulamayı İndirin
Küresel finans piyasalarını takip etmek için her gün Investing.com uygulamasını kullanan milyonlarca kişiye sen de katıl!
Şimdi İndir

Yakın zaman içerisinde daha aktif bir MB, daha müdahil bir hükümet görmemiz olası duruyor. Türkiye’nin nottan çok, sakinliğe ihtiyacı var. Bu noktada jeopolitik ve siyasi durumun etkisi baş konular arasında yer alıyor. Bunun dışında bankalar için yakın zaman içerisinde bazı stopaj indirimleri söz konusu olabilir. Bu durum düşük görülen kredi hacmini artırabilecek bazı gelişmeler arasında yer alabilir. Ayrıca tanıtım devam edilmelidir. Merkez Bankası’nın hedefleri doğrultusunda devam etmesini ve bu koşullarda sıkılaşmaya gitmesini doğru bir müdahale olarak görmüyorum. Yüksek bir faiz artırımı koşulu MB’nin hamlesinin ters tepmesine ve içeride yaşanan genişlemeci tutumdan vazgeçildiğine dair bir algı oluşturabilir. Bu nedenle MB’nin hedefi doğrultusunda getireceği noktayı bir an önce sabitleyip, o noktada faiz tartışmalarını bir süre rafa kaldırmasını bekliyorum.

Kurda görünüm