Dolar/TL'de Geçen Hafta Yaşananlar ve Bu Hafta Dikkat Edilmesi Gereken Seviyeler

 | 09.05.2021 04:19


Dolar/TL geçen haftayı %0,48’lik kayıpla kapadı. Peki dolar/TL’yi geçen hafta etkileyen olaylar nelerdi? Geçtiğimiz hafta Salı günü ABD Hazine Bakanı Yellen katıldığı bir etkinlikte “hükümet harcamaları nedeniyle ekonominin aşırı ısınmasını önlemek için faiz oranlarının biraz artması” gerekebileceğini dile getirdi. Ardından birkaç saat sonra geri adım atarak “faiz artırımının tahmin ettiği ya da önerdiği bir şey olmadığını ve harcama paketlerinin enflasyonist bir sorun olacağını düşünmediğini” söyledi. Yellen’ın kafaları karıştıran söz konusu söylemleri dolar endeksini yukarı çekerek dolar/TL’de artışa neden oldu. Dolar/TL geçen hafta sadece Yellen etkisiyle Salı günü %0,9’luk bir artış gösterdi.

Geçen hafta bir taraftan Yellen bir taraftan da IMF Başkanı Kristalina Georgieva faiz artırımı konusunda verdikleri demeçlerle uyuyan devi yani piyasaları yeniden uyandırmış oldular. Enflasyon endişeleri kaynaklı erken faiz artırımı konusunda son günlerde Powell’ın binbir güçlükle ikna etmeye çalıştığı piyasalar bundan böyle ikna olur mu, pek sanmam. Haliyle piyasalar artık faiz artırımı konusunda FED’in yapıp ettiklerine yeniden daha hassas olacak. Geçtiğimiz Cuma beklentilerin çok altında gelen tarım dışı istihdam verisi ile beklenenden yüksek gelen işsizlik oranı erken faiz artırımı konusunda FED’in elini biraz olsun güçlendirip, zaman kazandırabilir diye düşünüyorum. Eğer böyle olursa dolar/TL üzerindeki küresel kaynaklı baskı da bir nebze olsun azalmış olur.

Hatırlayacağımız gibi geçen hafta TCMB faiz kararını açıkladı . Beklenildiği gibi politika faizi %19 düzeyinde sabit tutulurken ana retoriği “sıkı duruşa devam” olan karar metninde de bazı değişiklikler söz konusuydu. Karar metnine “Nisan Enflasyon Raporunda yer alan tahmin patikasında belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir” ifadesi eklendi. Söz konusu ifadenin eklenmesiyle piyasalarda faiz indiriminin beklenildiği kadar erken gelmeyeceği yönünde beklenti hâkim olmaya başladı. Çünkü enflasyon raporunda söz konusu patika %10 - %14,4 aralığına işaret ediyor. Bu durumda TCMB yukarıdaki ifadesi ile “enflasyon %10 - %14,4 aralığına inmeden faiz indirmem” mesajı vermiş oldu. Söz konusu patikanın en üst seviyesi olan %14,4 üzerinden bir tahmin yürütecek olursak, TCMB ortalama %2 reel faiz uygulamasına da gidecek olursa, politika faizinin %16 olması gerekir. Şu anki politika faizinin %19 olduğunu düşünürsek TCMB’ye 300 baz puanlık bir faiz indirim fırsatı doğmuş olacak. Yukarıdaki ifadede “tahmin patikasında belirgin bir düşüş sağlanana kadar” ibaresi kullanıldığı için söz konusu belirgin düşüşün piyasalar tarafından en erken son çeyrekte gelebileceği düşünüldüğünden TCMB’nin faiz indirimini son çeyrekte yapacağı inancı hâkim oldu.

Uygulamayı İndirin
Küresel finans piyasalarını takip etmek için her gün Investing.com uygulamasını kullanan milyonlarca kişiye sen de katıl!
Şimdi İndir

Bu arada piyasada PPK karar metni sonrasında Temmuz ayı gibi faiz indirimi geleceğini düşünen bir kesim de yok değil. Bu kesime göre karar metninde TCMB’nin özellikle “sıkı duruş” yerine “mevcut durum” ifadesini kullanmasının yanı sıra enflasyon üzerinde yukarı yönlü önemli risk teşkil eden iç talep ve kredi büyümesinde yavaşlama olmadığı halde yavaşlamaya başlamasının belirtilmesi olumsuz olarak algılandı. Bu görüşü savunanlara göre hem bir ay önce hem de şimdi enflasyon üzerinde olumsuz etki yaratan söz konusu gelişmelerin TCMB tarafından bir ay içinde ortadan kalkmaya başlıyor gibi gösterilmesi faiz indirimi için şimdiden zemin yaratma çabasından başka bir şey değildi. Yani TCMB faiz indirimi için gerekçeler yaratma çabasındaydı. Bu nedenledir ki karar metni sonrasında piyasanın bir kısmı yine ve yeniden “yakında faiz indirimi geleceğini” fiyatlamaya başladı. Bu görüş savunucularına göre karar metni sonrasında yılın ikinci yarısında ilk faiz indiriminin gelme olasılığı hayli yüksek.

Tüm bu tartışmalara rağmen TCMB faiz kararı sonrasında kurda 8,31’den 8,28’e doğru geri çekilme yaşanmış olsa da çok kısa süre sonra gelen tepki çıkışları ile kur yeniden eski seviyesine geri döndü. Bu açıdan faiz kararı her ne kadar piyasalar tarafından olumlu karşılansa da kuru etkilemediği görüldü.

TCMB kararından hemen bir gün sonra gözler bu kez ABD tarım dışı istihdam ve işsizlik verisine çevrildi. Nisan ayı için 978 bin artış beklenen tarım dışı istihdam büyük bir hayal kırıklığı yaratarak 266 bin artış gösterdi. Yine %5,8 olarak beklenen işsizlik oranı %6,1 olarak gerçekleşti. Yani Cuma günü hem tarım dışı istihdam hem de işsizlik oranı beklentilerden kötü gelince ABD 10 yıllık tahvil faiz oranları 1,52 seviyesine gerileyerek 11 Mart sonrası en düşük seviyesini görmüş oldu. Tahvil faizlerindeki bu gerilemeye dolar endeksi de eşlik edince dolar endeksi 90,1 seviyesine geriledi. Dolar endeksindeki bu gerileme Cuma günü dolar/TL kurunu 8,31’den 8,20 düzeyine geri çekilmesini sağladı.

Teknik seviyeleri incelediğimizde kısa ve orta vadede kurun yükseliş trendinde olduğu söylenebilir. Yazının yazıldığı an 8,23 düzeyinden işlem gören kurda bu hafta için yükselişlerde 8,32, 8,35 ve 8,40 ilk destek noktaları olarak karşımıza çıkıyor. Geçen hafta da dile getirdiğim 8,35 hala kritik destek seviyesi olma özelliğini korumakta. Her ne kadar 8,32 civarında kurda yükseliş eğiliminde bir yavaşlama görülse de 8,35 üzeri fiyatlamalar kurdaki yükselişleri oldukça hızlandırarak 8,48 - 8,58 aralığını gündeme getirebilir. Bu açıdan 8,58 için ana direnç noktası. Tarihi zirve 8,58’in aşılması çok kısa sürede 8,70’li düzeyleri hedef haline getirebilir.

Aşağı yönlü hareketlerde 8,18, 8,12 ve 8,00 destek noktalarını takip edeceğiz. Kurda bir rahatlama için 8,18 altı kalıcı geri çekilmelere ihtiyaç olsa da teknik görünümün şimdilik kalıcı geri çekilmeleri desteklemediği söylenebilir. Genel olarak 8.18 üstü fiyatlamalar kur için negatif görünüme işaret ediyor. 8,00 seviyesi bu hafta da yine ana destek noktası. Kurda bu haftaki genel seyri 8,18 - 8,35 dışındaki kapanış fiyatlamalarının belirleyecek gibi görünüyor.

Kurun yönü için bu hafta takip edilmesi gereken en önemli veri Çarşamba günü ABD’den gelecek TÜFE yani enflasyon oranı olacak. Enflasyon beklentilerin çok üzerinde (altında) gelirse hem ABD 10 yıllıklarında ve hem de dolar endeksinde artış (azalış) olacaktır. Bildiğimiz gibi son dönemde küresel piyasalarda risk iştahını olumsuz etkileyen en önemli gelişme enflasyon bekleyişleri. Haliyle beklentilerin çok üzerinde gelen enflasyon verisi yeniden enflasyon bekleyişlerini tetikleyeceği için yükselen dolar endeksi ve tahvil faizleri kanalıyla dolar/TL kurunda da yukarı yönlü hareket yaratabilir. Geçen hafta piyasalar tarafından hafızaya alınan Yellen’ın açıklamalarından sonra beklentilere paralel gelen bir enflasyon oranının bile ABD 10 yıllıkları ve dolar endeksini belirli yönde aşağı çekme ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum. Haliyle beklentiye paralel gelen enflasyon dolar/TL’de de kısmi de olsa aşağı yönde hareket yaratabilir.

Son Bir Haftalık Dolar/TL Grafiği