Enflasyon %11,89, kur ise 8,50 sınırında

 | 03.11.2020 12:13

TÜİK, Ekim ayı enflasyon rakamlarını açıkladı ve kurulun raporuna göre enflasyon Ekim ayında aylık bir önceki aya göre yüzde 2,13 artışla %11,89 oldu, ÜFE ise geçen aya göre %3,55 oranın da artışla %18,20’ye yükseldi ki bu oran Temmuz 2019 sonrası en yüksek seviye oldu. Sebebi ise döviz kurundaki artışın maliyetlere yansıması. Tek neden bu değil elbette üretimin düşük olması da etkili ancak kapasiteye göre düşük üretim olsa dahi girdi maliyetlerindeki artıştan dolayı üretici fiyatları da arttı. İşin ilginç tarafı ÜFE, Eylül ve Ekim aylarında kurdaki artıştan direkt etkilenirken TÜİK raporuna göre bu hala tüketici fiyatlarına yansımamış. Sizce de gerçekten yansımadı mı sevgili okuyucu? Sizler markette her gittiğinizde o ürünün fiyatının arttığına tanık olmuyor musunuz? Faturalarınız her ay daha fazla gelmiyor mu? Gelir sabitken giderler de belliyken her ay kazancınız sizi daha da zorlamıyor mu?

Hükümet büyüme stratejisinde ısrarlı ve kredi büyümesinin yol açtığı enflasyon ile kur artışından da feragat etmiş görünüyor ki büyümeyi destekleyen veriler ön plana çıkarılmış durumda. Evet PMI iyi, konut satışları ve otomobil satışları iyi ama bunlarda kredi desteği var. Ayrıca kur için rekabetçi tabiri de nereye kadar diye sorduruyor, bugün USD/TRY 8,47, EUR/TRY 9,90 ile rekor kırmaya devam ediyor. Sanırım her yükseliş rekabet imkanı olarak görülüyor. Ancak bu konuda yetkililerle hiç aynı fikirde değiliz. Döviz borçluluğumuz bu kadar fazla, bankacılık sistemi bu kadar risk taşırken kurdaki rekoru rekabet olarak göremiyoruz.

Merkez Bankası ise politika faizini artırmamak dışındaki her aracı kullanmaya devam ediyor. Kurul bugün haftalık swap faizini %13,25’e çıkardı, ancak bu hamlenin de kur üzerinde etkisi olmadı. Şu dakikalarda X/TL kurları rekor tazelemeye devam ediyor.

Piyasalar faiz konusunda zaten merkeze karşı büyük güven kaybı yaşadı ve bunun liraya faturası da PPK sonrası %8’lik değer kaybı olarak yansıdı. PPK sonrası aralıksız rekor atakları gösteren kur, piyasaların merkezi faiz artışına zorlayabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla merkez ya bir sonraki toplantıda ya da olağan üstü olarak faiz artırmak zorunda kalabilir.

Uygulamayı İndirin
Küresel finans piyasalarını takip etmek için her gün Investing.com uygulamasını kullanan milyonlarca kişiye sen de katıl!
Şimdi İndir

Eylül ayında dolar kurunda 7,50 önemli sınır olarak görülüyordu, ancak merkezin faiz politikasının devamını getirmemesi ki en çok da bunu yapamama nedeni, jeopolitik riskler ve piyasalardaki pandemi fiyatlamaları kuru 8,50 sınırına taşıdı. Bu noktada varsa eğer öyle bir kaygı şu merak ediliyor, merkez için sınır neresi? Nerede artık keskin bir müdahale edecek? Sadece faiz artışı ile değil bir o kadar da sözlü müdahale ile…

Faiz artışı kurun ateşini söndürmek için ilk müdahale olması bakımından son derece önemli, ancak tek başına yeterli olmayacağı zaten aşikar. Artık hükümetin merkez ile koordineli gitmesi ve basiretli davranması şart.