Önümüzdeki Hafta: Enflasyon ve Jeopolitik Belirsizlik Sebebiyle Defansif Hisseler Güçlü

 | 17.04.2022 18:30

  • Teknoloji sektörünün zayıf performansı devam ediyor
  • Korku hırsa baskın gelmeyi sürdürüyor
  • Enflasyon argümanının iki tarafı da piyasalar için olumsuz
  • Yatırımcılar pozitif haber umuduyla şirketlerin kazançlarına odaklandı
  • Yatırımcılar büyüme karşısındaki olumsuz faktörlerden kaçınmaya çalışırken, defansif hisseler önümüzdeki haftada da yüksek performans göstermeyi sürdürecektir. Beklentimiz, belirsizlik ve enflasyon dönemlerinde daha istikrarlı olan defansif hisselere yönelik talep ivme kazanırken teknoloji sektöründeki satışların devam etmesi yönünde.

    Cuma günkü tatil öncesinde, Perşembe günü S&P 500 sektörlerinin çoğu işlem haftasının son gününü kayıpla kapattı. %0,33 yükselen Enerji dışında yalnızca Kamu Hizmetleri haftayı kazançla kapattı ki o da yalnızca %0,05’lik bir artıştı.

    Korku hırsa baskın gelmeye devam ederken, endişeli yatırımcıların büyüme yerine sermayelerini korumaya yönelmesiyle birlikte Teknoloji sektörü %2,43 değer kaybetti. Teknolojinin kardeşi İletişim Hizmetleri de %1,7 kayıpla günün en kötü ikinci performansını kaydetti.

    Klasik bir defansif sektör olan Temel Tüketici Ürünleri bile günü %0,03 gibi ufak bir düşüşle kapatarak piyasaların ne kadar tedirgin hale geldiğini gösterdi. Sanayi ise %0,11 düştü. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları hem arz krizi korkularıyla enerji hisselerinde güçlü bir yükselişe yol açtı, hem de küresel ticaretin bir yeniden yapılanma gerektirebileceğinin sinyalini verdi. Bu yeniden yapılanma süreci imalat tesislerinin yeniden inşasını ve gemi rotalarının yeniden düzenlenmesini de içeriyor ve bu ikinci faktör Malzeme sektörünü baskılayarak, sektörün ‘yalnızca’ %0,34 düşmesine yol açtı.

    Aynı paradigma haftalık görünüme de yansıdı. Teknoloji sektörü %-5,13’le en kötü performansı gösterirken, %2,78 düşen İletişim Hizmetleri onu takip etti. Yalnızca üç sektör haftalık bazda yükselmeyi başardı: Temel Tüketici Ürünleri %+0,57, Malzeme %+1,27, Enerji ise %+3,17 değer kazandı. Kamu Hizmetleri haftada %0,8 düşmüş olsa da, S&P 500’ün haftalık %-2,39’luk kaybına kıyasla makul bir performans kaydetti.

    Uygulamayı İndirin
    Küresel finans piyasalarını takip etmek için her gün Investing.com uygulamasını kullanan milyonlarca kişiye sen de katıl!
    Şimdi İndir

    Enerji sektörü geçtiğimiz altı ay içinde neredeyse %40’lık artışla en iyi performansı gösterdi. Onu %15,5’le Kamu Hizmetleri, %11,07’yle Temel Tüketici Ürünleri ve %6,15’le Malzeme takip etti.

    Bu aşamada, yıllık görünüm bile Teknoloji hisseleri için pek iyi değil; sektör son 12 ayda yalnızca %4 yükselebildi. Sürpriz olmayan bir şekilde, petroldeki güçlü hareket sayesinde Enerji sektörü yıllık bazda %+62,33’le açık ara en iyi performansı gösterdi. Malzeme de aynı dönemde liderler arasındaydı. İletişim Hizmetleri son bir yılda %12,43 değer kaybetti.

    Yalnızca, salgın dönemini de içeren beş yıllık görünümde Teknoloji sektörü için eski normal hâlâ görünür durumda; sektör son beş yılda %180 değer kazandı.

    h2 Fed’in Şahinleşmesi ve Piyasada Lider Eksikliği Belirsizliği Artırıyor/h2

    ABD’de Fed’in enflasyonun yalnızca geçici bir durum olduğundan şu anki şahin pozisyonuna doğru keskin dönüşü, Wall Street’te gerilimi artırdı. Ülkenin önde gelen bankalarından bazıları, bu agresif önlemlerin zaten küresel sağlık krizinin, tedarik eksikliklerinin ve Moskova’nın ilk kez nükleer savaş tehdidinde bulunmasıyla birlikte daha da kötüleşebilecek Ukrayna-Rusya savaşının baskısını hisseden büyümeye zarar verebileceğine dair uyarılarda bulunmaktaydı.

    Ancak bazı analistler, ABD Merkez Bankası’nın fiyat artışlarını aylar boyunca görmezden geldiğine ve enflasyonu dindirmeye yönelik müdahalesinde çok geç kaldığına inanıyor. Bu argümana göre, Fed enflasyon oranının önüne geçmek yerine onu kovalamak durumunda kalacak. Bu senaryoda, faiz oranları daha hızlı ivme kazanan enflasyonu durdurmak yerine geriden takip edecek.

    Finans piyasasının hissiyatını kavramak kolay bir iş değil. Ancak böyle zamanlarda en deneyimli yatırımcılar bile portföylerini düzenlemek için hangi olumsuz yorumlamayı takip edeceklerini şaşırarak kafa karışıklığı yaşayabilir.

    Bu liderlik eksikliği de piyasaların son dönemde neden birçok kişi için pek mantıklı gelmediğinin sebebi olabilir. Genellikle ekonomik döngünün iki zıt ucunu temsil eden hisseler ve tahviller, aynı anda düşmekteydi.

    Geçtiğimiz ay, ABD Hazine tahvilleri bir uyarı sinyali verdi; kısa vadeli tahvillerin faizleri uzun vadeli tahvil faizlerinin üzerine çıkarak verim eğrisinde bir tersine dönüşe yol açtı ve bu da gelecekte bir resesyonun öncül indikatörü olarak kabul ediliyor.

    Bu tersine dönüş az da olsa düzeldi; ABD 10 yıllık tahvil faizi Perşembe seansını 2018’den bu yana ilk kez %2,8’in üzerinde kapattı. Tahvil faizlerinde artış faiz oranlarında yükselişe yönelik bahisleri yansıttığı için, bu da hisse yatırımcıları için bir uyarı işareti.

    Hazine tahvil faizleri, kendi kendilerini gerçekleştiren kehanetlere benzetilebilir. Çünkü tahvil faizlerindeki yükseliş Fed’i bu yükselişe yetişmeye zorluyor. Paranın pahalılaşması hisseleri de pahalılaştırıyor ve tahvil getirilerindeki artış, hisse getirileri ve temettü verimleriyle rekabet ediyor.