TCMB 2020'ye Nasıl Başladı, Yılı Nasıl Kapattı?

 | 24.12.2020 15:28

TCMB yılın son toplantısında faizi 200 bp artırarak %17'ye yükseltti. Bu son toplantı ile önce yıl içinde nasıl bir politika izlendiğini kısaca anımsayalım:

2019’da TCMB, oldukça seri ve hızlı oranlarda faiz indirimi yaptı ve 2020’ye %12 faiz oranı ile başladı. Mart ayına kadar 125 bp faiz indirimi daha yapan kurul, pandemi nedeniyle Fed ve ECB tarafındaki adımlardan destek alarak 100 bp daha faiz indirdi. Ardından neredeyse tüm merkez bankalarının pandemi nedeniyle gevşek para politikasına geçmesiyle TCMB faizi %8,25’e kadar düşürdü. Bu dönemde cari açıkta sert bir değişim olmadı, ancak enflasyon ve kur yükselmeye devam etti. Yaz dönemini faizsiz tamamlayan merkez, Eylül’de kurdaki rekor yükseliş ve buna bağlı enflasyonda da yükseliş beklentisi, cari açıktaki bozulma nedeniyle 200 bp faiz artışı yaptı. Eylül’de sıkı duruşun korunacağını söyleyen ve risklere dikkat çeken merkez bankası, Ekim ayında göstergelerdeki bozulmaya karşın faizleri sabit tuttu. Merkezin bu istikrarsızlığı ise kurdaki yükselişi daha da hızlandırdı. Burada en önemli nokta ise pandemi nedeniyle başlayan kredi genişlemesinde kantarın topuzu öyle kaçtı ki mali taraftaki bozulmaya merkezin geri plandaki duruşu eklenince sadece kur değil Türkiye CDS 5 Yıllık USD tarafında da oldukça kritik seviyelere çıkıldı.

Kasım’da yapılan başkan değişimi ve Hazine Bakanının istifası sonrası yönetimin özellikle reform açıklamaları piyasalarda beklenti oluşturdu. İlk sınavı veren merkez 475 bp faiz artışı yaparken 2021 politikasında da enflasyon hedefli sıkı duruşun korunacağı belirtildi. Bugün ise ikinci sınavını veren merkez 200 bp faiz ile piyasa beklentilerinin üst aralığında bir oranda faiz artırdı. Karar metninde hem enflasyon hem de kur hem de rezerv vurgusu yapıldı. Piyasalar ise bu toplantıda merkezin kararlılığına inandı ve TL varlıklarda pozitif fiyatlanma arttı.

Uygulanan yanlış politikalardan vazgeçişin ilk dönemi faiz artışı oldu ve TCMB yılı %17 faiz ile kapatıyor. Ancak bu ilk adımın dövizden vazgeçiş sağlaması zaman alacak gibi görülüyor. Yine TCMB verilerine göre yurt içi yerleşikler döviz almaya devam ediyor ve son haftadaki alım ise 2,5 milyar dolar üzerinde, böylelikle hesaplar 234 milyar doları aşarak yeniden rekor tazeledi. TL mevduatlarda ise son haftada 5 milyarlık bir düşüş var ve son rakamlara göre TL mevduat oranı %45,4 olurken döviz mevduat oranı ise %54,6 oldu.

Uygulamayı İndirin
Küresel finans piyasalarını takip etmek için her gün Investing.com uygulamasını kullanan milyonlarca kişiye sen de katıl!
Şimdi İndir

Döviz kurları bu ay hem belirttiğimiz yurt içi adımlar hem de küresel risk iştahındaki yükselişle geriledi, ancak bu düşüş halen alım fırsatı olarak görülüyor. Döviz ya da altın talebinin TL’ye dönmesi için para politikası ve buna bağlı yüksek faiz şimdilik yeterli görünmüyor. Mali politikalar ve reformlarla beraber bu geçiş zaman alacaktır, ancak Ağustos-Eylül-Ekim ve Kasım’ın ilk haftasındaki rallinin durması, en önemlisi oynaklığın azalması bile bu geçiş için olumlu bir durum. Önemli olan kararlılık ve bu hedeflerden taviz verilememesi.

Fiyatlamalara baktığımızda;

Dünkü raporumuzda belirttiğimiz ilk senaryonun gerçekleşmesi ile kurda ilk tepki olarak 7,58-7,56 aralığına düşüş beklentimiz gerçekleşti. USD/TRY 7,5575 seviyesine gerilemesinin ardından 7,57’den işlem görüyor. Ancak haftalık kapanış önemli ve 7,63 altı kapanış kurda 7,50 hedefli düşüşü destekleyebilir. Kurda alımları hızlandıran seviye olan 7,42’yi ana destek olarak izleyeceğiz ve kısa vadede 7,87 altı kurda oynaklığı azaltarak sağlıklı bir dengelenmeyi sağlayacaktır.