Türkiye Ekonomi Modeli Başarılı Olabildi mi?

 | 04.04.2022 10:03

Modelin başarısına geçmeden önce Türkiye Ekonomi Modeli’nin bize neler vadettiğini hatırlayarak başlayalım;

Ekonomi yönetimi Eylül 2021’de faiz indirim süreciyle birlikte Türkiye Ekonomi Modeli'ni uygulamaya koydu. Modelin temel hedefi TL’nin değer kaybetmesi sonucu oluşacak rekabetçi kur sayesinde ihracatın artıp ithalatın ise azalması yoluyla cari fazla vermek. Modele göre cari fazla verilmesi ile ülke içindeki döviz miktarı (döviz arzı) artacak ve bu sayede de kur düşürülmüş olacak. Ayrıca modelin en önemli ayağı üretim olduğu için üretimi artırabilmek içinde faizler düşürülüp yatırımların artırılmasıyla da istihdam ve üretim de artmış olacak. Artan üretim de ülke içindeki mal ve hizmet miktarını artıracağından, bollaşacak mal ve hizmetlerle fiyatlar düşecek ve böylelikle enflasyon da düşürülmüş olacak. Ayrıca cari fazla verildiğinde kurda düşeceğinden bu da enflasyonu düşürücü bir etki yaratacak.

Modelin bir diğer varsayımına göre döviz kurunun artması ithalatı daha pahalı hale getireceğinden ithalat azalacak, bunun yerine ülke içinde ithal ikameci üretim başlayacak. Böylelikle yıllardır dışarıdan ithal etmek zorunda olduğumuz ürünleri Türkiye Ekonomi Modeli sayesinde mecburen de olsa ülke içinde üretmek için bir fırsat da doğmuş olacak. Modelin bir diğer temel iddiası da şu: Cari açığa dayalı büyüme modeli döneminde ortaya çıkan olumsuzluklarla yaşanan yabancı sermaye çıkışları sonucu oluşan ekonomik krizler de önlenmiş olacak. 

Şimdi gelelim modelin çıkmazlarına;

  • İlk olarak biraz sonra aşağıda son rakamlarla da anlatacağım gibi rekabetçi kur yaratılarak bir diğer deyişle TL’nin değer kaybetmesiyle ihracatı artırmak sürdürülebilir ve sürekli cari fazla vermek için yeterli bir yöntem değil. Sürdürülebilir bir cari fazla vermek için en önemli unsur ihracatınızın yapısı olmalıdır. İhracatta rekorlar kırıyoruz ama ihracatımız ağırlıklı olarak teknolojisi düşük ürünlerden oluştuğundan çok satsak da para kazanamıyoruz. İhracatımızın yapısı ağırlıklı olarak yüksek teknolojiden oluşmadığı sürece rekabetçi kur yaratmanın işe yaramasını beklememek gerek. 

  • Türkiye başta enerji olmak üzere özellikle ara mallarında ithalata oldukça bağımlı. Bu ürünleri ülke içinde üretemediğimiz için ve de kısa ve orta vadede üretmemiz mümkün olmadığından kurun artmasıyla ithalatın azalması da mümkün olamıyor.

Şimdi de son dönemdeki bazı göstergeler üzerinden modelin başarılı olup olamadığını inceleyelim;

Türkiye Ekonomi Modeli ile cari fazla vermeye başladık mı?

İlk olarak son dönemlerdeki cari açık verilerini inceleyelim. Aşağıdaki grafikte de görülebileceği gibi geçtiğimiz yılın Ağustos-Ekim aylarında cari fazla vermeye başlayan ekonominin Türkiye Ekonomi Modeli’nin uygulanmaya başlamasıyla birlikte Kasım ayından bu yana artan bir ivmeyle cari açık vermeye başladığı görülüyor. Hatta öyle ki cari açık Ocak 2022’de son 4 yılın zirvesine ulaştı.