Türkiye’nin FX Krizi Dünyanın Geri Kalanını Nasıl Etkileyecek?

 | 14.08.2018 20:41

Cuma günü forex piyasalarında yaşanan erime, Ağustos ayında direksiyon başında uyumamak gerektiğinin önemli bir hatırlatıcısı – gerek finans piyasalarındaki büyük hareketlerden uzak kalmak, gerekse onlara hazırlıklı olmak.

Avrupa ve ABD’deki yaz tatili, dövizlerdeki hareketleri yoğunlaştırabilecek bir düşük likidite anlamına geliyor. Ağustos ayının ilk 10 işlem gününde, ABD dolar endeksi 1 yılın yüksek seviyelerini görerek, EUR/USD çiftinin 2017 Temmuz ayından beri gördüğü en düşük seviyeye çekilmesine neden oldu. GBP/USD Haziran 2017’den bu yana görülen en düşük seviyeye geriledi ve Avustralya doları 2017 Ocak ayından beri en düşük seviyesinde işlem gördü. NZD/USD ise 2016 Mart ayından bu zamana kadar görmediği seviyelere ulaştı. Bu hareketler, öncelikle yerel faktörlere dair endişelerle (Brexit, RBNZ), sonrasında Türkiye’nin olumsuz etkisiyle hızlı ve agresif oldu. Ekonomik veriler piyasalar üzerinde çok az etki gösterdi ve önümüzdeki hafta bu durumun değişmeyeceğini beklemeliyiz.

Türkiye kendi sorunlarını yaşıyor ancak bu lokal bir risk değil. ABD ile politik bir çekişme içindeler ve piyasa onların ekonomi politikalarıyla mutlu değil. Washington yaptırım uyguladı ve artan ABD doları borçlanma maliyetini artırıyor. Çin ve Rusya gibi diğer ülkeler de ABD ile diplomatik gerilimler yaşıyor, Trump yönetimi pek çok ulusa yaptırım uyguladı. Arjantin politik sorunlarla boğuşuyor ve daha güçlü dolar dünya çapında ülkelerin başına ciddi bir dert oluyor. Bu nedenle, Ağustos ayındaki düşük likidite ortamında, gelişen piyasalarda yaşanan problemler dünyanın geri kalanına da taşabilir. Avrupa Merkez Bankası (ECB), Avrupa bankalarının Türk şirketlerine maruz kalmasına karşı korunmasız olduğuna dair endişelerini daha önce dile getirmişti. Eğer Türk bankaları batarsa, bu durumun dünya çapındaki piyasaları etkileyeceğine şüphe yok.