Sevgili Investing.com okuyucuları, bugünden itibaren düzenli olarak sizinle piyasa hakkında detaylı analizlerimi ve stratejilerimi paylaşacağım. Faydalı olması dileğiyle…
Yurt içi piyasa geçen haftayı kırmızı bir tabloyla tamamladı. TL, dolar ve euro karşısında değer kaybederken, Borsa İstanbul %1 değer kaybıyla haftayı tamamladı. Küresel piyasalarda risk iştahı korunmaya devam etti ancak bunun bize çok güçlü sirayet ettiğini söylemek zor. Endekste tepki yükselişiyle bir kapanış gerçekleştirmemize karşın genel görünüm zayıf. MSCI Gelişmekte olan ülke endeksi %1,7 değer kaybetti. Buna karşın gelişmiş ülke borsaları haftayı güçlü kapattı. Bu hafta yurt içi ve yurt dışı gündem yoğun olacak.
Enflasyon beklentileri bozuldu
Pazartesi günü Haziran ayına ilişkin TÜFE verileri açıklanacak. Haziran ayı enflasyonunun yıllık %17 aylık bazda ise %1,5 gelmesi bekleniyor. Sonuç olarak enflasyonda yeksek beklenti halen daha korunuyor. Geçtiğimiz hafta açıklanan elektrik ve doğal gaz zamları bu enflasyona yansımayacak. Önümüzdeki dönemde zamların enflasyona 0,6 – 0,7 puan yukarı yönde etkisinin olmasını bekliyoruz. Bu da yıl sonu enflasyondaki beklentilerin bozulmasına zemin hazırlıyor diyebiliriz. Zaten sorun yıl sonuna ilişkin ya da enflasyonun genel gidişatına ilişkin beklentilerin hep yukarı yönde revize edilmesi. Bu TL’deki zeminin kaygan olmasına neden olurken, risk primimizdeki (CDS) yüksek seyrin bir nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Enflasyon beklentilerini yönetme konusunda geride kalıyoruz. Bu da TL’ye dayalı dinamiklerde sürekli bir hassasiyet oluşturuyor. Genel olarak beklentilerin üzerinde gelebilecek bir TÜFE verisi dolar kuru ve TL varlıklarına olumsuz yansıyabilir. Aksi durumda, TÜFE’nin beklentilerden daha iyi gelmesi halinde sınırlı olumlu hareketlerle karşılaşabiliriz.
TCMB kararlı görünüyor
Son bir iki haftadır Merkez Bankasından daha güçlü adımlar ve mesajların geldiğini izliyoruz. Atılan adımların şimdilik net bir karşılığı yok ancak piyasaya verdiği sıkı para politikası mesajı devam ediyor. Geçen hafta zorunlu karşılık adımı geldi. Ancak bu zaten beklenilen bir adımdı. Sayın Kavcıoğlu geçen hafta yatırımcılarla yaptığı toplantıda 'faiz artıramıyorlar, o yüzden zk adımı geldi diye bir şey yok’ söyleminde bulunsa da piyasa Merkez Bankasının sıkışık olduğu bir konumda faiz artırması yönündeki inancını kaybetmiş durumda. Bu da TL ve TL varlıklarındaki kaygının ana nedeni diyebiliriz. Kavcıoğlu toplantıda, fiyat artışında kalıcı bir düşüşe kadar politika faizini enflasyonun üzerinde tutma taahhüdünü yineledi. Bu sürpriz değil. Ancak enflasyon halen önemli bir belirsizliğe işaret ediyor. Önümüzdeki aylarda politika faizi olan %19’a yaklaşabilecek bir enflasyon verisi kurdaki kırılganlığın daha da artmasına ve kurdaki faiz kalkanının zayıflamasına neden olacaktır. Bu ortamda dolar/TL’deki geri çekilmelerin sınırlı kalacağı yönündeki görüşümüzü koruyoruz.
Yurt dışında risk iştahı kuvvetli
Küresel piyasalarda risk iştahı korunmaya devam ediyor. ABD’de tarım dışı istihdam verisini geride bıraktığımız haftanın ilk günü ABD piyasaları tatil. Pazartesi günü hizmet PMI verileri küresel piyasalarda izlenecek. Çarşamba günü 15 – 16 Haziran’da gerçekleşen Fed toplantısının tutanakları yayımlanacak. Bu toplantı tutanakları Fed üyelerinin sıkı para politikası yaklaşımındaki detayları öğrenmek adına önemli olabilir. Cuma günü ise Çin TÜFE, İngiltere büyüme ve yurt içinde cari ödemeler dengesi takip edilecek.
Dolar/TL kırılgan
TL geçen haftayı dolar karşısında 0,8 değer kaybıyla tamamladı. Küresel piyasalarda güçlü dolar teması devam ediyor. Cuma günü ABD’de açıklanan tarım dışı istihdam verisi sonrası dolar endeksi (DXY) 92,75 seviyesinden 92,40 seviyesine geriledi. Buna karşın dolar/TL kurundaki gevşeme sınırlı kaldı. Evet 8,80 direncinden bir miktar gevşeme oldu ancak bu genel yukarı yönlü görünümü yumuşatmaya yetmiyor. Dolar/TL'de riskler yukarı yönlü olmaya devam ediyor. Temel anlamda atılan adımların kısa vadede kuru kalıcı düşürücü etkisinin olmasını beklemiyoruz. Geri çekilmeler tepki alımlarıyla karşılanmaya devam edebilir. Bu durumda 8,64 seviyesi yakın destek olarak çalışabilir. 8,64 seviyesinin altındaki güçlü destek ise 50 günlük ortalama olan 8,50 seviyesi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bunun altında kalıcı bir seyri destekleyecek temel bir gerekçe şimdilik görünmüyor. 8,80 üzeri yerleşmeler ise ilk etapta psikolojik seviye olan 9’a doğru yükselişi beraberinde getirebilir.
Endeks güç toplamakta zorlanıyor
Her ne kadar geçen hafta yaşanan kayıpların bir kısmı geri alınsa da bu yaşadığımız yükseliş tepki olarak kalabilir. Şimdilik hisse ağırlığını artıracak bir ortam bulunmuyor. Düşük vitesle devam etmek daha sağlıklı olacak. Endeksin bu gibi güç toplayamadığı dönemde mutlaka bir stratejiye ihtiyaç vardır. Taktiksel hareket etmek psikolojiyi de rahat tutar. Endeksteki genel görünüm çok güçlü değil. Ancak satışların 50 haftalık ortalama olan 1340 seviyesinden karşılandığını izliyoruz. 1340 seviyesi stop loss yani zarar kes olarak kullanılabilir. 1340 altındaki seyirlerde vitesi iyice düşürmekte fayda var. Başka bir deyişle; pozisyon ağırlığını %50’nin hatta %40’ın altına indirilmesi faydalı olabilir. 1340 seviyesi kırılmadığı sürece yukarı yönlü tepkiler izlenebilir. Bu aşamada ilk izleyeceğimiz direnç seviyesi 1400. Buradan kar satışlarının gelmesi muhtemel. Yeni bir haber ya da yeni bir hikaye gelmediği sürece endeksteki sıkışma eğilimi sürecek gibi görünüyor.
Geçen hafta sektörel olarak gelen haberlerle birlikte hisse bazlı hareketler oluştu. Bununla birlikte Koç holdinge yönelik hisse alım haberi Arçelik (IS:ARCLK) ve Koç Holding (IS:KCHOL) hisselerinde etkili oldu. Şu an her iki hisse için kritik direnç seviyelerindeki teknik görünüm sürüyor. Arçelik için 32,14 seviyesinin üzerindeki yerleşik seyirlerin devam etmesi yükseliş eğiliminin sürmesi açısından şart. Koç holding için ise 19,70 seviyesi üzerindeki kapanışların oluşması yükseliş potansiyelini artıracaktır.
Bu hafta teknik olarak dikkatimi çeken hisseler ADEL (IS:ADEL), CIMSA (IS:CIMSA), ENKAI (IS:ENKAI), KRDMD (IS:KRDMD), SASA (IS:SASA), SOKM (IS:SOKM), TCELL (IS:TCELL) olarak söylemek mümkün.
Güzel bir hafta dilerim.
Seda Yalçınkaya Özer
İntegral Yatırım Araştırma Müdürü