Mayıs itibariyle ekonomik faaliyetler birçok ülkede kurallara uygun şekilde başladı. Türkiye’de de bugün AVM’ler, berber ve kuaförler açıldı. Ekonomileri durma noktasına getiren koronavirüs salgını nedeniyle yaklaşık 2 ay boyunca kapalı olan kepenkler yavaş yavaş açılmaya başladı. Ancak bu süre içinde tüm ekonomilerde de istihdam sert düşerken işsizlik oranında da aynı hızda artışlar yaşandı. Göstergelerin açıklanma tarihi baz alındığında en güncel veri ABD’de olurken Euro Bölgesi’nde Nisan rakamları henüz açıklanmadı. Türkiye’de ise bugün Şubat ayı rakamları açıklandı.
ABD’de işsizlik oranı Nisan’da %14,7’ye çıktı ve ülkede 7 haftada 30 milyon kişi işsiz kalırken tarım dışı istihdam da 20,5 milyon azaldı. ABD’de %3,5 ile rekor düşük seviyede olan işsizlik oranı Nisan’da görülmemiş bir artış yaşadı. Elbette ABD ekonomisi ile Türkiye ekonomisi aynı değil, ABD, ithalatı çok yüksek olsa da üretimi de bizden fazla olan bir ülke ve tabii nüfus da fazla, ancak dataya oransal bakılıyor ve ABD, Nisan ayında büyük buhran sonrası görülmemiş bir işsizlik sorunu yaşarken Türkiye’de ise işsizlik oranı zaten son yıllarda fazlaydı, üzerine bir de koronavirüs süreci eklendiğinde beklentiler %20’lere yakın bir orana çıkması yönünde.
TÜİK verileri, 3 ay gecikmeli açıklanıyor ve bugün Şubat ayı işsizlik rakamları açıklandı. Kurumun raporuna göre 15 yaş ve üzeri işsiz sayısı Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre 502 bin kişi azalarak 4 milyon 228 bin kişi oldu ve işsizlik oranı da 1,1 puanlık azalış ile %13,6’ya indi.
2016 yılına kadar %10 yakınında olan işsizlik oranı başarısız darbe girişiminin ardından %13’e doğru yükseldi. 2017 yılı içinde ise tekrar %10 ortalamasına doğru düşüşe geçti ve 2018’in ilk yarısında ise %10’un altına indi. ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizi ve yaptırımlar sonrası tüm ekonomik göstergelerde bozulma olurken işsizlik oranı da arttı. İşsizlik oranı imalat PMI ve sanayi üretimi ile doğru orantı gösteriyor ve Ağustos 2018 sonrası sert hasar alan göstergeler 2019’u toparlama dönemi olarak geçirdi, ancak toparlanmaların sınırlı kalması yani istenen ivmede olmaması nedeniyle işsizlik oranı da %14,7’den %13,3’e kadar düşebildi.
Daha önceki raporlarımızda da belirttiğimiz gibi Türkiye ekonomisi, koronavirüs sürecine ekonomik göstergelerin ufak ufak ilerleme gösterdiği, ancak büyük resimde zorlukların yüksek olduğu bir dönemde yakalandı. Bu süreçte faaliyetlerin de durması nedeniyle işyerlerinden birikimi ve vicdanı olan çalışanlarına sahip çıkarken imkanı olmayan ise çıkarmak zorunda kaldı. Bu sürecin işsizlik oranına etkisini ise Haziran ayında göreceğiz, ancak zaten %13’lü seviyeler bile çok yüksekken oranın %17 üzerine çıkması bekleniyor. Daha pesimist beklentiler ise %20 ve üzeri olacağı yönünde.
Bu dünya düzeninde bir kimsenin ‘işsiz’ olması hiç şüphe yok ki başa gelecek en büyük sorundur ve ülkelerin sosyal yapılarının değişiminde de büyük rol oynar. Artan işsizlik bozulan sosyal durum demek oluyor biraz da, bu nedenle orta - uzun vadede işsizlik oranı yüksek olan ekonomilerde sosyal sorunların da giderek artması bekleniyor.