- Salı günü Çin'de, Perşembe günü ise ABD'de TÜFE verileri açıklanacak
- Çin COVID-19'a karşı sıfır vaka politikasına bağlılığını yineledi
- ABD TÜFE'si Fed'in faiz artırımlarında bir dönüşe ilişkin zaman çizelgesi verebilir
- Zayıf bir figür, resesyona işaret edebilir
ABD'den Çin'e, yatırımcılar bu hafta resesyon tehdidinin ne kadar ciddi olduğunu gösterecek olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini beklerken enflasyon endişeleri hüküm sürüyor.
Çinli yetkililerin hafta sonunda COVID-19'a yönelik sıkı bir sınırlama yaklaşımına olan bağlılıklarını yinelemeleri ve dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısı olan ülkede petrol talebinin toparlanacağına dair umutları boşa çıkarmalarının ardından ham petrol fiyatları Pazartesi günü Asya'da düşüşe geçti.
Hafta sonu açıklanan ticaret rakamlarının Çin ihracatında Mayıs 2020'den bu yana ilk yıllık düşüşü göstermesinin ardından, Pekin Salı günü TÜFE verilerini açıklayacak. İhracat %0,3, ithalat ise %0,7 düşerken, Reuters'ın yaptığı bir anket sırasıyla %4,3 ve %0,1 artış öngörmüştü.
New York'ta işlem gören West Texas Intermediate (WTI) ham petrolü vadeli işlemleri Cuma günü %5 artışla 9 haftanın en yüksek seviyesi olan 92,81 dolara yükselirken, Londra'da işlem gören Brent Çin'in COVID-19 kısıtlamalarını hafifletebileceği spekülasyonu üzerine 98,74 dolara ulaştı.
Ancak Pazartesi günkü Asya işlemlerinde, WTI 90,53 dolarda seansın en düşük seviyesini görürken, Brent 96,50 dolara geriledi.
ANZ analistleri yayımladıkları bir notta, Avrupa ve ABD'de petrol talebinin geçtiğimiz yıl salgın sonrası yeni zirvelere ulaşmanın ardından 2019 seviyelerine gerilediğini söyledi ve ekledi:
"Piyasa, halihazırda yüksek olan fiyatlar ve gelişmiş piyasalardaki zayıf ekonomik zemin nedeniyle petrol talebindeki zayıflık işaretleriyle uğraşmaya devam ediyor."
"2022 yılının 4. çeyreğinde küresel talebin geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla günlük sadece 0,6 milyon varil artmasını ve gelecek yıl da ılımlı bir seyir izlemesini bekliyoruz."
Cuma günü Çin'de aynı zamanda yeni krediler büyümesi verileri açıklanacak ve bu verilerin COVID-19 salgınının talebi azaltması nedeniyle dünyanın ikinci büyük ekonomisinde süregelen zayıflığa işaret etmesi bekleniyor.
Bunun dışında, Pekin döviz rezervleri verilerini yayınladı ve bu rezervler, yetkililer 1994'ten bu yana en kötü yılını geçiren yuanı desteklemeye çalışırken azalıyor. Çin'in döviz rezervleri, Fed'in Mart ayında faiz artırımına başlamasından bu yana dolarda görülen geniş çaplı güçlenme nedeniyle 3 trilyon dolarlık psikolojik eşiğe çok yaklaştı.
Çin verilerinden belki de daha önemlisi, ABD'nin Ekim ayı TÜFE rakamları olacak.
Perşembe günü açıklanacak olan ABD enflasyon verileri, Fed'in faiz artırım hızını ne zaman yavaşlatmaya başlayabileceği konusunda fikir verebilir. Ekonomistler yıllık ABD TÜFE oranının %8,0 ve aylık oranın %0,6 olarak gerçekleşmesini bekliyor.
Piyasa gözlemcileri, Fed'in sert faiz artırımlarının ardından fiyat baskılarının azaldığına dair işaretler arayacak.
Fed Mart ayından bu yana, enflasyonu kontrol altına almak amacıyla faiz oranlarını altı kez yükseltti ve Haziran ayından itibaren 75 baz puanlık dört büyük artış, Mart ayında sadece 25 baz puan olan faiz oranlarını 400 baz puanlık bir zirveye taşıdı.
Fed Başkanı Jerome Powell geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, politika yapıcıların yükselen enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını muhtemelen öngörülenden daha yüksek bir seviyeye çıkaracaklarını söyledi. Powell, "politika duruşumuzu, enflasyonu orta vadede %2'lik hedefe indirmek için yeterince kısıtlayıcı bir seviyeye indirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Buradaki soru, "kısıtlayıcı" olanın ne olduğu. Chicago Fed Başkanı Charles Evans Cuma günü yaptığı açıklamada, politika yapıcıların alışkın olduğu 75 baz puanlık artışa kıyasla 50 baz puanlık bir artışın bile caydırıcı olabileceğini öne sürdü.
Evans, "Bundan sonra faiz artırımlarında artık önden yükleme olmayacak." dedi.
"Daha küçük faiz artırımlarıyla bile para politikasını sıkılaştırmak için yeterli alan var."
Fed'in enflasyon hedefi yıllık sadece %2. Ancak ABD'de TÜFE, Haziran ayına kadar olan 12 ayda %9,1 ile 40 yılın zirvesine ulaştıktan sonra Eylül ayına kadar olan yılda %8,2 büyüyerek bu hedeften dört kat daha hızlı artıyor.
Fed'in faiz artırımlarında yavaşlayabileceğine dair beklentiler -bu konuda sayısız tartışmaya rağmen- Cuma günü petrolün yukarı yönlü hareketinde etkili olan faktörlerden biriydi.
ABD istihdam figürleri Ekim ayında yine tahminleri aştı, ancak genellikle doları bunun üzerine yükselişe geçiren hedge fonları bu kez doları vurmayı seçti ve petrole ve emtia kompleksinin geri kalanına bir galibiyet sağladı.
Ancak beklenenden daha düşük bir veri, piyasaların resesyon olasılığında bir artışa daha fazla odaklanmasına neden olabilir.
Kongre'nin kontrolünün ve Başkan Joseph Biden'ın görev süresinin kalan iki yılı için gündeminin söz konusu olduğu Salı günü yapılacak ABD ara seçimlerinin sonuçları da odak noktasında olacak.
Cumhuriyetçiler anketlerde önde gidiyor ve pek çok analist muhtemel sonucun Temsilciler Meclisi ve muhtemelen Biden'ın görev süresinin ikinci yarısı için Senato'nun GOP kontrolünde olduğu bölünmüş bir hükümet olacağına inanıyor.
Demokratların seçim umutları, seçmenlerin yüksek enflasyonla ilgili endişeleri nedeniyle darbe alırken, Biden'ın kamuoyu onay notu bir yıldan uzun bir süredir %50'nin altında kaldı ve son Reuters/Ipsos anketinde %40 olarak gerçekleşti.
Açıklama: Barani Krishnan, piyasa analizlerine çeşitlilik getirmek için kendi görüşleri dışında bir dizi görüş kullanır. Tarafsızlık adına bazen karşıt görüşler ve piyasa değişkenleri sunmaktadır. Hakkında yazdığı emtia ve menkul kıymetlerde pozisyon sahibi değildir.