COVID-19 salgınından iyileşmeye yönelik inancın her gün giderek güçlenmesiyle birlikte, her emtianın fiyatı salgın öncesi dinamizme doğru ilerliyor. Altın için ise bu, olabilecek en kötü senaryo. 
Petrol ya da bakırın aksine, altın ihtişamına sokağa çıkma yasakları döneminde, ya da daha kesin bir şekilde, aşı çalışmalarında kaydedilen ilerlemelerin geçtiğimiz yıl içinde dünyanın kabul etmek zorunda kaldığı yaşam biçiminin sonunun yakın olduğuna dair ümit vermesi öncesinde ulaşmıştı.
Altın fiyatları 2020'deki diplerden 600 doların üzerinde, ya da %40 yükselerek 2.100 dolara yakın rekor zirvelere ulaştı. Ortalamaya geri dönüş sadece altının tarihindeki en görkemli ralliyi geri almakla kalmadı, aynı zamanda sarı metaldeki uzun pozisyon sahiplerini şu anda bulunduklarından daha kasvetli bir ayı piyasasına soktu.
Altın şimdiden, %11'lik değer kaybıyla 2021'in en kötü performansını gösteren emtia konumunda. Yılın en büyük ikinci kaybını yaşayan emtia ise, %-9'la portakal suyu. Portakallar göz kamaştırıcı renkleri sebebiyle genellikle ağaçta büyüyen altın olarak anılır.
Pazartesi günkü 1.676 dolar civarındaki 11 aylık düşük seviyede, spot altın fiyatı Ağustos'ta ulaştığı 2.073 dolar civarındaki rekor zirvesinden 396 dolar, ya da %19 gerilemişti.
Altın vadeli işlemleri ise Nisan 2020'deki 1.673 dolar civarındaki düşük seviyeye kadar gerileyerek Ağustos'taki 2.089 dolarlık tarihi zirveden 416 dolar, ya da %20 geriledi. Geniş çaplı kötümserlik ve olumsuz yatırımcı hissiyatı sebebiyle son dönemdeki zirvesinden %20 ya da daha fazla düşen her piyasa, bir ayı piyasası olarak tanımlanır. Altın vadeli işlemleri şimdiden bu tanıma uyuyor.
Altın Boğalarını Daha Fazla Risk Bekliyor Olabilir
Ancak altında zamanı biraz daha geriye almak, uzun pozisyondakileri daha da düşük salgın öncesi fiyatlara maruz bırakabilir. İlk risk, spot fiyatın Mart 2020'de gördüğü yaklaşık 1.452 dolar var. Daha da aşağıda ise Eylül 2019 çukuru olan yaklaşık 1.400 dolar seviyesi bulunuyor.
Altında yaşananlar, diğer majör emtia karşısında neredeyse kıyaslanamaz.
Örneğin dün varil başına 67 doları aşan ABD ham petrolü, Ekim 2018 zirvesine yakın bir seviyede. Bakır Eylül 2011'de gördüğü pound başına 4,50 dolara yakın rekor zirveleri kovalıyor. Soya fasülyesi kile başına neredeyse 14,60 dolarlık 2014 tepelerine doğru ilerlerken, pound başına 1,40 doların hemen altında işlem gören kahve ise Eylül 2017 tepelerine yaklaşıyor. Tüm bu piyasalar, bir resesyondan sonra görülmesi beklenen en güçlü ekonomik iyileşmelerden biriyle uyum içinde "büyüme hikayeleri" taşıyor gibi görünüyor.
Tahvil Faizleri Altını Öldürüyor
Altın da güçlü bir hikayeye sahip—Biden yönetiminin iyileşme makinesine pompalayacağı trilyonlarca dolarlık mali açıklar ve yeni borçlanmalar sebebiyle enflasyonda bir yükseliş ihtimali. Altın uzun yıllardır enflasyona karşı en iyi koruma aracı olarak kabul gördü. Moody's Analytics'ten Mark Zandi, Wall Street'in Biden'ın iyileşme planıyla birlikte enflasyonda bir geri dönüş ihtimalinin ciddiyetini ciddi bir şekilde görmezden geldiği konusunda uyarıyor ve bu durumun teknoloji devlerinden döngüsel şirketlere kadar endüstrinin her köşesini etkileyeceğini söylüyor.
Altın için problem, tahvil faizlerinin bu iyileşmeyle birlikte ortaya çıkabilecek her enflasyonun merkezinde yer alacak olması.
Son dönemde Şubat 2020 zirvelerine ulaşan ABD 10 yıllık Hazine tahviline benchmarklı faizler, faiz getirisi sunmayan altındaki ralliyi öldüren şey oldu. Bu faizler aynı zamanda altının zıt işlemi olan doları da yükselterek sarı metaldeki uzuncuların yaralarına tuz bastı.
Zandi'ye göre 10 yıllık tahvil önümüzdeki aylarda FED'in hayal gücünün çok ötesindeki seviyelere yükselebilir.
Piyasalar her zaman sürpriz yapabilir ve altın fiyatları hiçbir uyarı olmadan her an bir geri dönüş yapabilir. Bu tarz bir toparlanmayı tetiklemek için hangi seviyede bir düşüşün yaşanması gerektiğini kimse bilmiyor.
İşlem yapılabilen her menkul kıymette yüksek miktarlarda alım satım yapan algoritmik modellerin yaygınlaşması da, özellikle de birden fazla risk varlığının rehberlik yaptığı bir zamanda bu ortamda altın için bir dip belirlemeyi zorlaştırıyor.
Tahvil faizlerinin ve doların çoğu piyasayı salgın öncesi dinamiklere geri dönmek için baskılamasıyla birlikte, altının bir fırsat yakalaması giderek zorlaşıyor.
RSI Altının En İyi Umudu Olabilir
Kolkata, Hindistan merkezli SK Dixit Charting'den Sunil Kumar Dixit'e göre altının stokastik Göreli Güç Endeksi'nin, ya da RSI'ının bir incelemesi, bir aşırı alım durumu ve 1.800 dolar bölgesine bir geri dönme ihtimali gösteriyor.
Ancak bunun öncesinde, Dixit'e göre uzuncular yeni acılarla karşı karşıya kalabilir:
"Spot altında Pazartesi günkü 1.676,93 dolar düşük seviyesi yeterli olmayabilir. Ayılar şu an 1.648 dolarda bulunan 100 haftaık basit hareketli ortalamayı hedeflemekteydi. Bu seviye, piyasaların daha önce tanık olduğu bir serbest düşüş durumunda güçlü bir destek işlevi görme potansiyeline sahip."
Dixit'e göre bu noktadan itibaren önce 50 haftalık üsse hareketli ortalamanın bulunduğu 1.785 dolara, sonrasında ise 20 haftalık basit hareketli hafta olan 1.831 dolara doğru bir hareket muhtemel.
"Kesin olan bir şey var: Sıfır ile üç arasındaki okumalarla birlikte stokastik RSI ekstrem bir aşırı satılma bölgesinde. Ancak yukarı yönlü her hareketi spot fiyatın 1.720 dolar üzerinde tutunması belirleyecek. Zorluk burada olacak. Aksi takdirde 1.648 doların altına doğru bir hareketin önü açılabilir."
Grafik: SK Dixit Charting
OANDA'dan Asya Pasifik kıdemli piyasalar stratejisti Jeffrey Halley de RSI'ın altın için bir umut olabileceği konusunda hemfikir:
"Bir umut kaynağı, altının RSI'ının aşırı satılma bölgesine girmesi. Piyasalar bu haftaki ABD tahvil açık artırımlarını değerlendirirken altının önümüzdeki birkaç seansta kayıplarını 1.680 dolarda sınırlayacağını düşünüyorum.""Bununla birlikte, bir aralık-işlemleri senaryosuna girmekte olduğumuzu düşünüyorum ve bu hafta altının ons başına 1.720 doları aşmayı başarması bence zor. En muhtemel senaryolar hala bir miktar yatay konsolidasyon ve sonrasında ons başına 1.600,00 dolar bölgesini hedefleyen yeni bir ciddi düşüş."
Açıklama: Barani Krishnan, incelediği her piyasadaki analizlerine çeşitlilik katmak amacıyla kendine ait olmayan çeşitli görüşleri de yazılarına katmaktadır. Bir Investing.com analisti olarak farklı görüşleri ve piyasa değişkenlerini sunmaktadır. Kaleme aldığı emtia ya da menkul kıymetlerde bir varlık ya da pozisyon sahibi değildir.